XXXXX

Muhtarların Festival Önerileri

İlçemiz mahalle ve köy muhtarları Muharrem Eren Başkanlığında 50. Geleneksel Silivri Yoğurt Festivali ile ilgili programa ilişkin önerilerini hazırlamış. Ama Başkanla henüz kavuşmaları kısmet olamadığı için Işıklar’dan önce basına aktardılar anlaşılan.
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile bir araya gelecekleri toplantıya hazırlık yapan Muhtarlar 50. Geleneksel Silivri Yoğurt Festivali programına katkı sağlamak amacıyla önerilerini belirledi. Bu öneriler arasında “En İyi İnek Yarışması” (ödüllü), Bayanların katılacağı “Evde Yapılan En İyi Yoğurt Yarışması”,  her köyden bir kızın katılacağı “Yoğurt Güzeli Yarışması”, yaşları  50  ve üzeri olan köylü çiftlerden “En Sempatik Çiftçi Çifti Yarışması” , “Süt Ürünleri Yağ, Ev Peynir Yarışması” ve Köy Pazarı kurulması var.
Hepsine katılıyorum!
Eren’in muhtar arkadaşları ile birlikte sunacağı bu ‘sempatik’ önerilere İstanbul Üniversitesi’ne köyünden öngörülen yeri tahsis karşılığında Hamoğlu’nun Belediyeye verdiği 56 dönüme ilişkin isteğini ilan etmesi sonrasında Başkan Işıklar’ın vereceği tepkiyi ben merak etmiyorum.
Çünkü tahmin edebiliyorum. Eren, talep ve önerilerinin karşı tarafta doğuracağı etkiyi bilerek mi dillendiriyor acaba…? Işıklar, projelerine kaynak bulduğu için sevinirken, üniversite hayalleri ile bu konu arasında nasıl bir seçim yapabilir ki?! Hamoğlu’ndan söke söke aldığı 56 dönümü Işıklar ne canla Eren’e verecek Allah aşkına?!
Eren, seçimini yapmış… İstiyor da istiyor… Almadan da bir şey verecek göz yoktur Eren’de bilenler bilir. Işıklar’ın öğrenme zamanı… Gazanız mübarek olsun ağlar!

İYİLİĞİ, KÖTÜLÜĞE
DÖNÜŞTÜREN SİYASET
Ak Parti’nin Kavaklı’da gerçekleştirdiği Dayanışma Meclisi’nin konuğu olan Bayrampaşa Belediye Başkanı Hüseyin Bürge, partililerine yaranmak için memleketlilerini yüzmüş haberi olsun. Konuşmasının geniş bir bölümü epey eğlenceli giderken, konu Silivri’de yaşanan sel felaketine gelince, Bürge’ye çaktırmamışlar (sesteki alkıştan da anladığım kadarıyla) ama bana dertlerini açtılar, kendi partilileri bile hafiften içerlemiş misafir başkanın “Pislik temizleme” laflarına.
Bürge, Silivri’nin maruz kaldığı ikinci sel felaketinden söz ediyor. AKP İstanbul İl Başkanın talimatıyla hatırlayacaksınız, partili ilçe belediye başkanları araç ve personelleriyle yardım etmeye geldiler.  Bürge, yerel yönetim başarısını pekiştirirken yardımlaşmanın ihtiyaç sahiplerine zor zamanlarında el uzattıktan sonra yüzüne vurmak olmadığını nasıl atladı acaba? Silivri’nin pisliğini temizlemeye gelmişler, CHP’nin pisliğini temizlemeye gücü yetmezmiş! Bürge’nin bu laflarını alkışlayanlar, “Silivri’ye yardım etmeye geldik” sözleriyle Kavaklı Düğün Salonunu yerle bir ederdi tezahüratlarıyla her halde… CHP’den önce Silivri’de AKP 5 yıl boyunca iktidardı. Sel felaketi AKP döneminde de yaşandı. ilçemizde ikinci sel felaketi meydana gelirken CHP’li belediye 1. Yılını yeni doldurmuştu vs… Bunların hiç birinin anlamı yok aslında. Sadece insan olmakla alakalı bazı durumlar var. Siyaset insanlıktan çıkmayı gerektirmiyor ki. Yapılan güzelliği, çirkinleştirmek neden? Baştan kötüsünü yaparsınız kalır öyle, eserinizle iftar edersiniz!
Olmadı Trakyalı olmadı… Sana yakışmadı, AKP’ye de bu söylem bir şey kazandırmaz…

BİR MÜSİBET BİN
NASİHATTEN İYİDİR
Silivri Belediyesi dün itibariyle resmi internet sitesinden gerçekleştirdiği iki ihaleyi canlı olarak yayınladı. Biri prestij yol ihalesi büyük ve önemli bir iş. 8 katılımcının evrakları dakikalarca titizlikle incelendi. Verdikleri fiyatlar duyuruldu.
Olaylı çöp ihalesinden Silivri Belediyesi’nin ders çıkarttığına ilişkin bir gelişme olarak kaydedebiliriz bu durumu. Her kötü şeyin mutlaka iyi bir tarafı vardır. Bu polyanacılık değil gerçeğin ta kendisi. Zararın neresinden dönerseniz kardır. Işıklar, seçilmek adına söz verdiklerini yapmak için illaki böyle sıkıntılar yaşamayı beklememeli. Teşhisi baştan doğru olarak koyup, tedaviye yanaşmayan olmak hele ki hasta kendisine emanet edildikten sonra yakışmıyor.

BUNAL(D)IM
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın yerinde olsam bugünlerde bunalıma girerdim.
Başkan yardımcılığının sürmesini uygun görmediği kendisini başkan seçtirmekle övünüyor! Kitap bastırmasına sponsor olmayı kabul etmedikleri, AKP’yi devirmiş Silivri’de kendisini iktidar koltuğuna oturtmuş haberimiz yok! Burada gazeteci olarak bizim durumumuz Işıklar’ınkinden daha vahim galiba…
İstediğini alamayan, iş sözü verip de yerine getiremediği ne kadar insan varsa Işıklar aleyhinde konuşuyor. Halk ilgisizlikten şikayetçi… Kıskananlar of of onlara hiç girmiyorum bile?
Yemeyip içmeyip Başkanın yaptığı her şeyi etrafa bire bin katarak yaymak bulaşıcı hastalık gibi… İş bilmeyen insanlarla çalışmanın mükafatı maaşlı dedikoducu ordusu! Bu sağlıksız durumun Işıklar’a sirayet etmemesi imkansız!
İcraatlarını eleştirenlere bir şey demiyorum… Haksız eleştiriler gizli hayranlıkmış bu da Işıklar’ın teselli ikramiyesi…
Dedikodu yapma konusunda üstümüze yok zaten!
En yakınındakiler bile en iyi ihtimalle onu savunmak yerine eleştirileri sessizce geçiştiriyor, katıldıklarına yoruluyor bu durumların pek çoğu.
Muhalefet deseniz zaten esip gürlüyor. Allah’tan Karakaş, ara ara yanlış düşüyor da Işıklar yerine sözleri kendini hedef alıyor. “Silivri’yi seviyorsan çek git” diye aktarmış bütün yerel basın neredeyse son toplantıda Işıklar’ı hedef alan konuşmasını. Sabah sabah telefonum çalıyor, arayan bir okuyucum diyor ki “AKP de Türkiye’yi seviyorsa çeksin gitsin”… Herkes istediğini söylemekte özgür… İsteğini, başkalarına hakaret etmeden, ifade edebilir ister vatandaş olsun ister siyasetçi. Bu düşüncelerinin kamuoyu tarafından bilinmesini isterse basını aracı eder. Yani efendim biz aracıyız. Söyleyecek sözünüz varsa çıkar konuşursunuz. Kimseyi susturamayız, duymazdan gelemeyiz birilerinin canı sıkılmasın diye.
Karakaş’a gelince… Haberi yayından önce görmedim kullandığımız başlıktan daha vurucu başka bir şey söylemiş; “Silivri’nin iki yılını çaldılar”… Katıldığımdan değil, ama okuyucu ilgisini daha çok çeker diye bu başlığı seçerdim. Harcayan kadar, harcatana da dikkat çekmek bana daha ilginç geliyor.
Işıklar’ın koltuğunu Karakaş’ın isteği ile bırakmayacağı ne kadar aşikarsa bunun tam tersi hırslanma, sahiplenme, kamçılama tepkisi doğuracağı da bir gerçek.
Keşke Işıklar bu kadar yalnız olmasa da Karakaş’ın bu sözleri üzerine ortalığın tozunu dumana katabilse… Yalnızlığı Işıklar’ın tercihi bunun için ondan başkasını sorumlu tutacak değilim.
Bir taraftan da düşünüyorum Metin Karakaş ile laf yarıştıracak kadar becerikli birini bıraktı mı Selami Değirmenci arkasında ilçe başkanlığından ayrılırken? Muhalefetin hedefinde her ne kadar Işıklar olursa olsun siyasi söylemler karşılığını ilçe başkanı düzeyinde bulmalı. Işıklar, ilçe başkanlığı heveslerini dizginlese iyi olur. Belediye başkanlığı konusunda irtifa kaybetme lüksü yoooooooook!

 
24 Şubat 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde

YORUM YAP