Cemil Kenar

Mercimeğin faydaları

Kaleci Necdet'i anlatmaya gerek var mı bilmiyorum.

Uzun yıllar üst liglerde önemli isimlerle çalıştı. Futbolla ilgili konulara ilgisi, bilgisi, tecrübesi tartışılmaz.

Çok sık görüştüğüm eski takım arkadaşımdır.

Sıvı takviyesi ile ilgili yazıyı okumuş, aradı saatlerce konuştuk.

“O eskidendi, artık devre arası beklenmiyor ve soyunma odasına mutfak kuruluyor” dedi…

Maç öncesinde, sırasında ve sonunda oyunculara neler verildiğini ne takviyeler yapıldığını anlattı. Örneğin yeşil mercimeği keşfetmişler!!!

Nimetlerinden bahsederek sen oyunculara takviye olarak yeşil mercimek verildiğini biliyor musun dedi…

“Yok, ben sadece mercimeği fırına vermeyi biliyorum, peki, sen sıvı takviyesi yapıyor musun?” dedim.

“Valla ikinci biradayım” dedi.

Necdet hocamı tenzih ederim ama futbol adamlarının çoğu böyledir iki duble içtiler mi asker tayını kara şimşeğe peygamber muamelesi yaparlar…

Bakın sezon yeni başladı. İlk haftadan itibaren yabancı kuralı ile ilgili şikâyetler artıyor. Listeye kaç yabancı yazılacak, kaçı ilk 11'de olacak, yabancının yerine yerli, yerlinin yerine yabancı girer mi?

Taktikle mi uğraşacaksın, matematikle mi, kafamız karışıyor diyorlar…

En çok ağlayanlara bakıyoruz biri 7 yıllık sözleşmeli futbol direktörüydü. Sözleşmelerinde milyon avrolar yazıyordu. Birinin oğlu, diğerinin damadı menajer oldu.!!!

Yabancı sayısını arttıran onlar.

Kulüpleri batıran onlar.

Bu kuralı anlamıyoruz diye mağdur edebiyatı yapan yine onlar!!!

Pastanın çileği, soğanın cücüğünü yemişler millete dayıyorlar mercimeği.

Yersen!!!

Teşbihte hata olmazmış.

Bunlar günün birinde bir yemekte buluşmuşlar, mükellef bir masa menüde kuş sütü bile var. Şef yemeğe hangisinden başlarsınız diye sormuş, Alaylı olan, “Soğanın cücüğünden” dedim.

Mektepliye sormuş, “Bana ne kaldı ki” demiş.

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana kaç yabancı satsan az!!!

Söz yemeğe gelmişken geçenlerde yurt dışında yaşayan arkadaşlarla, “Şurada bir şeyler atıştıralım” dedik, ailece oturduk. Şef belki şirinlik yapmak istedi ama öyle bir espri yaptı ki trajikomik!...

Dünya mutfağı yerel yöresel tatlar için en salaş mekâna da Michelin Yıldızlı restoranda da girmiş biri olarak dünyanın hiçbir yerinde böyle şirinlik görmedim.

Sussam gönül razı değil, söylesem faydası yok.

Sonra anlatırım diye hiç anlatılmayan hikâyeler vardır.

Hangileri mi?

Sonra anlatırım.

Kahvemizi içelim.

Lokum olmasa da olur!!!

YORUM YAP