Neslihan Soydaş

Lüzumlu meseleler...

Mâlumunuz İstanbul'a bağlı bir ilçede yaşamamıza rağmen şehir merkezine epey uzak bir mesafede konumlanıyoruz. Son yıllara kadar bunun avantajlarını da görmüyor değildik. Kışın el ayak çekilip sahiller tenhalaşınca biz bize kalırdık, adeta ‘biz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz' düsturunca herkes birbirini ailecek tanır, yoldan gelip geçenler selamlaşır, hal hatır ederdi. Trafiğin ‘İstanbul'a gitmeden görülemediği zamanlardı.
Ama ne yazık ki artık trafik çilesini çekmek için çok uzaklaşmaya gerek yok. Evimizden dışarı adım atmamız yeterli. Modern zamanlar çilesi midir, artan nüfus ve ulaşım araçları sonucu yol ve ışıklandırma gibi teknik meselelerin hâlâ 90'lar algoritmasıyla yürütülmesi mi bilinmez… Fakat İstanbullunun dert yandığı ‘artık buralarda yaşanmaz' cümlesini benzer sebeplerle biz de yakın gelecekte kuracak gibiyiz.
Burası bizim, bizim yaşam alanımız, nereye gitsek dönüp geldiğimiz evimiz. Silivri'yi çok seviyoruz. Fakat çoğunluklu genç nüfusun yaşadığı ilçemizde, merkezi yerlere gitmeye gerek kalmadan görebileceğimiz şey trafikle sınırlı kalmasa keşke. Değişen, dönüşen yeni dünyadan payımıza düşeni alma anlayışımız bu olmamalı, hak ettiğimiz inanın daha fazlası.
Sahil yolu üzerinde geçtiğimiz yıllarda açılışı yapılan kültür merkezinde gerçekleşen faaliyetler oldukça umut verici. İlçemiz öğrencilerinin de rol aldığı tiyatro oyunları için yürekten destek veriyor ve bekliyorum. Bunun yanı sıra ilçe sakinleri günümüz şartlarına daha sağlıklı adapte olmuş bir kültür merkezinde, büyük oyunlar seyretmeyi, önemli sanatçıları ve fikir insanlarını görmeyi ağırlamayı da hak ediyor. Fikir adamları ağırlama noktasında bir konunun altını çizmekte fayda var; her fikir ve görüşten fikir insanları. En önemlisi de gençlerin sanatla buluşabilmesi için aradaki mesafe ve engelleri elbirliğiyle aşma noktasında üzerimize düşeni yapmak. Komşumuz Çorlu'da yapılan Yeni Kültür Merkezi'nde birkaç büyük etkinliğe katılmış biri olarak bu kadarının yapılması için bir büyükşehir desteğinin şart olmadığını gördüm. Gençlerin sanatla, edebiyatla, müzikle, tiyatroyla, en yetkin örnekleriyle tanışmalarını gaye edinmiş olmak öncelikli mesele olsa gerek.
Peki bu niçin önemli?
Daha iyi yetişmiş bireyler olmak, iyi kötü, doğru yanlış ayrımı yapabilmek, bugün ve gelecekte haklıyı haksızı, hakkı batılı seçebilmek için okuyan yazan, düşünen, akleden çocuklara ihtiyacımız var. Bunu yalnızca okulda öğretmenlerden bekleyemeyiz. Bir öğretmenin çocukla geçirdiği süre sınırlıyken ailenin ve çevrenin çocuk üzerine etkisi kesintisiz devam ediyor. Tiyatroda büyük ustaların, edebiyatta yetkin kalemlerin henüz ağaç yaşken onlara verebilecekleri hiç kuşkusuz bunlardan da fazlası. Sadece çocuklara değil, henüz aklen gelişimini tamamlamamış ham kalmış pek çok insana da umulur ki yol gösterir.
Çocuklarımızı, matematikten aldıkları nottan fazlası için yetiştiriyor ve önemsiyoruz. Test çözmelerinden daha önemlisi iletişim kurabilmeleri, hayal edebilmeleri, ses çıkarabilmeleri, itiraz edebilmeleri, sevebilmeleri, paylaşabilmeleri. Nezaket, ahlak, tevazu, murakabe gibi kavramları sözlükten öğrenecek boşlukta yetişmemeleri. Tatilde kayak yapmaya gitmekten fazlası o tatili hiç göremeyecek çocuklar olduğunu bilmeleri, değil yarıyıl tatili düşlemek, okul sırası hayal olmuş yaşıtlarının varlığını görebilmeleri. Ve insan hayatı boyunca pek çok şeyi tecrübe etmeden göçüp gider. Sanatsa size, başka hayatlara dokunabilme olanağı verir. Kötü olmadan hatta kötülükle karşılaşmadan kötüyü bir miktar tanıtır size. Rahatsız eder, huzursuz eder.
Gerçek hayatta olup bitenler, artık ailecek ana haber bülteni izleyemeyecek kadar sefalet dolu. Duyduklarımıza gördüklerimize inanmakta güçlük yaşıyoruz. Fakat enseyi karartmak da yakışmıyor bize ve çözüm değil. İnanmalı ve yeniden başlamalıyız. İster etik, ister dini, ister milli değerlere sarılalım, bir şekilde toparlanmalıyız. Kadın, çocuk, hayvan vs. güçsüz değil, onlara karşı güç göstermek isteyen ahlaksız. Toplumdan tehciri istenecek biri varsa da bu zarar gören taraf olamaz. Olmamalı.
Söylediğim şeyler aslında resmin en büyük hali, şimdi ekranı yaklaştırıp bakalım: Niçin bu kadar önemli?

YORUM YAP