Belediye meclis üyelerinin niteliklerinden yakınan bu iki başkan da, meclislere o şehrin sivil toplum kuruluşlarının, esnaflar, doktorlar, mimarlar, mühendisler, şehir plancıları gibi meslek odalarının başkanlarının doğal üye olarak kontenjanla yer almaları gerektiğini söylüyorlardı.
Salonda bulunan Bahadır, ben ve bir kaç kişi, Celal Doğan'a itiraz ettik ve Kent Konseyleri örneğini gösterdik.
Zira Kent Konseyleri, her ilde ve ilçede mevcut, üstelik bu kurumların yapılarında, ayni Büyükerşen ve Doğan'ın örneklediği kişiler doğal üye olarak var.
Celal Doğan, itirazımıza önce bir deyimle, sonra da açıklamayla cevap verdi. Kent Konseyleri'nin kendi bütçeleri olmadığını, herhangi bir yaptırım güçlerinin de bulunmadığını, tavsiye kararı almaktan ileri gidemeyeceklerini ve bu yapıları da kimsenin ciddiye almadığını söyledi.
"Ya gücün olacak, ya paran, yoksa kimse seni umursamaz..." dedi.
Ne var ki, Doğan'ın bu sözleri etmesinden bir gün önce, Silivri Kent Konseyi, olağan genel kurul toplantısını yapmıştı.
Genel kurula katılanlar sunumdan öğrendi, gazetelerde çıktı, oradan da okudunuz...
Haberin devamı 28.09.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…