XXXXX

Karakaş Uslübunu Sertleştirdi

AK Parti, Ekim ayı Danışma Meclisi’ni basına kapalı olarak gerçekleştirdi. Bildiğim kadarıyla Anayasa değişikliği konusunun değerlendirilmesi beklenirken, Prof. Dr. Mustafa Şentop’un katılamaması nedeniyle gündem terör olaylarına odaklandı.
Ülke zor bir dönemeçten geçerken en büyük sorumluluk ve en ağır sağduyu iktidar ve temsilcilerinin göstermesi gerekir diye düşünüyorum. Bu çerçevede İlçe Başkanı Metin Karakaş’ın üslubu bana oldukça sert geldi. Hem de hiç gereği yokken. İl Başkan Yardımcısı İlham Kahraman’ın konuşması ve verdiği mesajlar tam da iktidar olgunluğu ve ağırlığına karşılık gelirken, Karakaş ilçede muhalefet olma duygusuyla dengeyi biraz yitirmiş görüntüsünde.
Silivri Belediyesi’nin Sosyal Demokrasi Vakfı ile ortaklaşa düzenlediği panelde CHP, MHP ve Bağımsız Milletvekilleri yeni Anayasa konusunda illaki uzlaşma, hem de geniş kesimlerin katılımıyla derken Karakaş’ın söylemi beni hayal kırıklığına uğrattı. “Bu sivil anayasayı CHP istemese de, MHP istemese de, BDP istemese de aynı referandumdaki gibi aziz milletimizle birlikte yapacağız” diyor. CHP kim, MHP kim, BDP kim, halk kim? Bu parti ve temsilcileri halkın oylarıyla girmedi mi meclise?
Uzlaşma komisyonu çalışmaları başlamadan, sonucu belli olmadan böyle bir ifade peşin hükmü yerelde muhalefet olan bir ilçe başkanına yakıştıramadım.
“Ana muhalefet partisinin lideri, “İstifa edin, bunu siz hortlattınız” diyor. Kimse kusura bakmasın, öyle kaset oyunları ile gelip de genel başkan olan bize bunun hesabını soramaz” ifadesi ile Karakaş’ın konuşmasında başka bir talihsizlik. CHP’nin istifa çağrısının yersizliğine inanan biri olarak, Karakaş’ın buna karşı öne sürdüğü gerekçeyle yarışamayacağını söylemek zorundayım.
CHP’deki değişimi kaset ile sağlayan gizli güçler, ülkemizin huzurunu bozarken kötü örnek, kendini haklı göstermeye çalışan yerel muhalefete haklı gerekçe oluşturamaz.
Karakaş, partisinin politikalarını savunurken kendinden olmayanlara karşı kullandığı üslup yanlış. Ama bu hataya ne partisinin il yöneticisi ne gençlik kolları ne de milletvekili düşmemiş.

ANAYASA PANELİ
ÖRNEK ETKİNLİK
Silivri Belediyesi’nin Sosyal Demokrasi Vakfı ile ortaklaşa düzenlediği ve Yeni Anayasa konusunun ele alındığı panele AK Parti katılmadı ama hukukçular Başkan Yardımcısı Naif Yıldızlar ile Emrah Maşalacı meslektaşlarının konuyla ilgili değerlendirmelerini dinlemek üzere etkinlikte yer aldı. Yıldızlar’ı takdir edeceğim aklımın ucundan geçmezdi (Mehmet beni affet; Şaka bir yana) ama Emrah Maşalacı ile birlikte, siyasi kaygıları bir kenara bırakarak aldıkları hukuk eğitiminin hakkını vermeleri hoş bir davranış olmuş.
Panel öncesinde konuşmacılar arasında bulunan Levent Tüzel’in görüşleri öne sürülerek, bazı spekülasyonlar yapıldı. Eğer demokrasiyi savunuyorsak bunu sadece kendi görüşlerimiz için yapamayız. Düşünce ve ifade, inanç özgürlüğünü hukuk devleti kriterleri ile güvence altına almış 1982 Anayasası bile. Kimse bir başkasının özgürlük ve düşüncesine, bireysel haklarına zarar vermeye kalkmadığı sürece istediği görüşü savunabilir. Görüşlerini silahla, terörle, zorla dayatmadığı sürece görüşünü savunsun tabi. Tüzel’in gelip Silivri’de samimi görüşleri yerine bir kesimin duymak istediği şeyleri söylemesiyle ne değişirdi? CHP’li vekil muhtemelen CHP’lilerin beklentilerine, MHP’li kendi tabanın görüşlerine tercüman oldu. Tüzel’in konuşmasını da alkışlayanlar vardı ki söylediği çoğu şeye de katılmamak mümkün değil. Biz bir toplum içerisinde yaşıyoruz, herkesin aynı olması, öyle düşünmesine imkan yok. Ortak yaşam benzerlikler noktasında oluşurken, farklılıkların bu sürece sağlıklı şekilde dahil edilmesiyle sürdürülebilir ancak.

Haberin devamı 24.10.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…

 



YORUM YAP