Karakaş In B Planına İhtiyacı Olabilir

CHP’yi yerel seçimlere taşıyacak ilçe başkanını AK Parti’ninkinden önce öğreneceğiz. CHP kongresi Ocak’ta, AK Parti’ninki Nisan’da. AK Parti’deki gecikme zaman kazanmak olarak mevcut yönetimi sevindirdiyse, yerel seçime gidilecek sürecin azaldığını düşünerek biraz da üzülmelerini, telaşlanmaları gerektiğini hatırlatmak zorundayım.
AK Parti’de işler, CHP ve hatta diğer tüm partilerden farklı işliyor. Nisan ayında yapılacak ilçe kongresinin en güçlü ilçe başkan adayı Metin Karakaş’ken, benim aklıma asıl takılan, genel merkez; “Yerel seçimlerde aday olacak isimler, ilçe yönetimine girmesin” derse ne olacak?
Ne olacağını söyleyeyim Karakaş, yani en güçlü aday, kendiliğinden ilçe başkanlığı yarışından elenir. Tabi ki güvendiği bir isme koltuğunu bırakmak isteyecek.
Karakaş’ı ilçe başkanlığındaki başarıları yükseltirken, yerinin doldurulması ihtimalini de güçlendirdi. Yani her güzel şeyin kötü bir tarafı olduğu kuralı burada da işledi.
Şimdi zamanlamaya bakınca AK Parti’den Belediye Başkan Adaylığı düşünen kimsenin ilçe başkanlığına aday olması çok mantıklı gelmiyor. Partinin, tabir yerindeyse, “büyük balıkları” bu yarışa bizzat girmez ya da giremez belki ama girmiş kadar kendilerine güvendikleri ölçüye en yakın oranda inandıkları isimler ile yola devam etmeleri zorunlu.
İlçe başkanlığı iktidara giden köprünün önemli ayaklardan biri. Ama hem köprüye ayak hem de üstünden geçip giden olamazsınız.
Yıldızlar sadece gece yolunuza ışık tutabilir. Naif olmaya gerek yok.
Karakaş, metin olmakla birlikte acilen bir B Planı oluşturup, geliştirmeli kendine.

CHP’NİN GÜCÜ
Başarıyı sahiplenen çok olurken, başarısızlığın öksüz olduğunu söylüyor bir düşünür. CHP’de dün yaşanan tabloyu görünce buna bir kez daha hak verdim. CHP istediği kadar demokrat olsun veya olduğunu iddia etsin insanlara tepeden bakma huyunu bir türlü aşamadı. İşlettiği sözde demokrasisinin sınırlarını çizemediği için de bu yönde söylenenlerin ne zaman nasıl bir kriz çıkartacağı hep sürpriz oldu. Krizin çıkacağından hep emindik de nedeni sürpriz oldu. Muhabir arkadaşımız Tolga Emek gergin, cezaevi önündeki programdan ilçe merkezine gelip de yine boş salonu gören milletvekilleri, genel başkan yardımcıları ondan gergin. Ziyarette bulunanlar, hep son dönemde partilerinden istediklerini alamayan isimler. Örgüt için yapıldığı söylenen toplantıda ilçe yöneticilerinden daha çok basın mensubu var. Süheyl Batum’un basınla ilgili sözlerine yerelde katılmak mümkün değil. CHP Silivri halkı arasında olduğu gibi, yerel basında da hep öncelikli oldu. AK Parti’nin mücadeleyle kazandığı konumları, CHP’ye yerel basının büyük bir kısmı daima kendiliğinden ve karşılıksız sundu. CHP umduğu başarıyı kazanamadıysa bu konuda suçlayacağı en son merci basın. CHP’nin demokrasiden ziyade disiplin ve adını aldığı halka inmeye ihtiyacı var. Silivri’de cezaevi olmasa CHP’li milletvekillerinin yüzünü göreceğimiz yok. Gördüğümüzde de yüzümüze gülen yok zaten.

Haberin devamı 15.09.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…


YORUM YAP