Özcan Işıklar’ın yıkım konusu gündeme geldikten sonra, “Yıkılacağını biliyorduk, bunun için alternatif projeler geliştirdik” söylemi muhalefet üzerinde epey etki yaptı diye tahmin ediyorum.
Mendirek üzerindeki işletmelerin yıkılması, müşterilerini Işıklar’ın yaptığı yeni mekanlara yönlendirecekti. Yıllardır devam eden alışkanlıkların yitirilmesinden doğan tepkinin AK Parti’ye yazılacağını tahmin etmek hiç zor değil.
Özetle seçime iki yıl kala mendirek üzerindeki işletmeleri yıkmak Karakaş’ın, AK Parti’nin göze alacağı bir konu değil. Silivri gibi bir yerde AK Parti’nin değil aslında hiçbir iktidar olma iddiası bulunan partinin destek tepme lüksü yok. Bizden olan ve olmayanların tanımı o kadar geniş ki ilçemiz sınırlarında. AK Parti vitrinine baktığınızda destek toplamak için yapması gerekeni bildiğini de görürsünüz. Mesela gelecekte bir Cem Yüceland’ı AK Parti’de görev alırken gördüğünüzde şaşırmayın!
AK Parti, Özcan Işıklar’ın sahil kozunu güçlendirmeyecek. Diğer yandan elinde yıllardır bulundurduğu sahilde yıkım kozunu tam da en çok ihtiyaç duyduğu anda, en ucuza gideceği vakitte harcamayacak.
Mendirek üzerindeki yıkımın iptal olasılığını gündeme getiren ve güçlendiren durumun Silivri’de Haziran’da alınan genel sonuçları da etkili. Bu durum iktidarın, Silivri’ye yönelik hoşgörüsünü 2014’te de zafer kazanma umutlarını güçlendirerek arttırdı.
Karakaş, 2014’te AK Parti’nin adayı olmak istiyorsa, ki bundan daha fazla istediği bir şey olduğunu düşünmüyorum her ne kadar o henüz kabul etmese de, önümüzdeki iki yıllık süreçte sadece dost ve destekçi kazanmalı. Adaylık konumuna yaklaştıkça düşman ve rakipleri kendiliğinden çoğalacağı için o tüm gücünü sadece insan kazanmaya, partisine destek toplamaya ayırmalı.
Engelleyemediği bir yıkım, AK Parti ve Karakaş’ın Silivri’den destek beklentisinde kayıptan başka bir şey ifade etmez. Rakiplerinin eline çok güçlü bir koz verir.
Bu arada AK Parti’nin ilçe kongre ta-rihi Ocak değil, Nisan olarak söyleniyor. Hazırlanmak için daha fazla vakit, yerel seçimlere daha az zaman kala…
Haberin devamı 08.09.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…
