XXXXX

Işıklar: Ben Bir, Siz 35 Tane

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, pazartesi günü muhtarlarla bir araya geldi. Toplantının en etkileyici cümlesini Kavaklı Muhtarı kurmuş.
Silivri Belediyesi’nin gerçekleştirdiği yol düzenlemelerini eleştirirken, diyor ki: “Yol dar, bir biçerdöver ve kamyon yan yana geçemez!”…
Işıklar soruyor: “Kavaklı’da bunların söz konusu yolda yan yana gelme olasılığı nedir?” ve muhtar, şikayetinde ısrar edince “Biri diğerinin geçmesini beklesin” diyor…

Şikayet konularına bakılınca, meselenin hizmetten ziyade, muhtarların belediye başkanından ilgi beklentisine dayandığını fark ediyorsunuz. “Köyümüze gelmediniz”, “Birim amirleriniz bizimle ilgilenmiyor”, “Çatı inşaatımızı yapabilir misiniz?”, “Çöp konteyneri istiyoruz”, “Yaz geçti parklarda oturacak bankımız yok”, ya da 20 yıldır yapılmayan yatırımların üç ay gecikmesi şikayet ediliyor…
Muhtarların bir kısmı dolmuş, hatta Işıklar ve belediyeye karşı olumsuz yönde doldurulmuş gibi konuşuyor. Sıkıntılarını paylaşamadıkları için içlerinde büyütmüşler. İletişimin yeterli ölçüde sağlanamadığı, görüşmenin ardından esen havadan anlaşılıyor. Çünkü sıkıntılar paylaşılınca, rahatlama hakim oluyor.
Köy muhtarları, kendi bölgelerinin hakimiyken İBB’ye bağlanmaları ve sorunlarını buraya iletememenin acısını sanki ilçe belediyesinden çıkartıyor. Haklılar. İBB Başkanını ne bu denli sık ne de rahat karşılarında bulup sıkıntılarını anlatamazlar. Yetkisizliklerinin acısını iktidardan çıkartamazlar. Ama Işıklar’a nazları geçer. Seslerinin ulaştığı tek yer de o.
Yapılmayan işler, karşılanmayan talepler konusunda sorumlu tutulabilecek tek kişi öyle olduğu için değil, koşullar buna mecbur bıraktığı için Işıklar.
Ara ara üst, ara ara alt perdeden konuşmalar ile devam eden dertleşme tam da Işıklar’ın ifade ettiği noktayla özetleniyor: “Sizi dinlerim ama istediklerinizi ya yapabilirim ya yapamam”… Aslında muhtarların da istediği bu… Işıklar bir, onlar 35 tane… Ama her biri Işıklar’ı nasıl tek görüyorsa, onun tarafından da öyle görüldüğünü hissetmek istiyor. Muhtarların empati yapmasını beklemek hayalcilik olur. Görünen o ki önemli bir kısmı, üstlendikleri görevin yetki ve sınırlarının dahi bilincinde değil. Yasaları bilmemeleri, kendilerini ve çıkarlarını savunma hoyratlığını önlemiyor hatta çoğaltıyor. Geri çevrilen taleplerinin gerekçeleri ne kadar haklı olursa olsun, öfkelenmelerine ve bunu kişiselleştirmelerine engel değil.

Haberin devamı 24.08.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…


YORUM YAP