İnce: Evet dersen tek adamın tahtı güçlenecek

İnce: Evet dersen tek adamın tahtı güçlenecek

14.04.2017 12:36:06

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin Silivri'deki Hayır mitingine halkın coşkusu damga vurdu.  Referandumda neden Hayır oyu verilmesi gerektiğini çarpıcı örneklerle açıklayan İnce, “Hayır dersen bu milletin bahtı güçlecek, Evet dersen tek adamın tahtı güçlenecek. Bas Hayır'a kurtul bu illetten.” dedi.

CHP Silivri İlçe Başkanlığının ev sahipliğinde, 13 Nisan Perşembe günü, Uğur Mumcu Meydanı'nda kaydedilen Muharrem İnce mitingine yüzlerce vatandaş akın etti. Alanı hınca hınç dolduran vatandaşların büyük bir coşku ve sevgiyle karşıladığı CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce'ye; CHP Edirne Milletvekili Erdin Bircan, CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, CHP İstanbul Milletvekili Yakup Akkaya, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay, Silivri İlçe Başkanı Suna Göçengil, Silivri İlçe Kadın Kolu Başkanı Elif Yılmazer, Silivri İlçe Gençlik Kolu Başkanı Berker Esen ve Demokrat Parti Silivri İlçe Başkanı Halide Avlu ve çevre bölgelerin ilçe başkanları eşlik etti. Yarım saat boyunca Silivrililere seslenen İnce, referandum sürecini yaşanan siyasi gelişmeler üzerinden değerlendirdi.

“BU OY İSTEME DEĞİL, DEVLETİ İSTEMEDİR”

Anayasa değişikliklerinin Türkiye'nin hiçbir sorununa çözüm getirmediğini, referandumla tek adam yönetiminin kalıcı hale getirilmek istendiğini vurgulayan Muharrem İnce, “18 maddeyi defalarca okudum. Acaba bunun içinde işçiye, köylüye, emekliye, öğrenciye bir şey var mı dedim. Hiçbirinize bir şey yok. Bir kişiye var. Yani bunun adı Anayasa değil, O'nayasa. Bakın olay ne biliyor musunuz? Adamın birisi kurban kesmiş, deriyi yüzmüş, yedi parçaya bölmüş. Tam dağıtacak, hocaya bir sorayım demiş. “Hocam bu kurbanı nasıl dağıtacağım?” diye sormuş. Hoca, “Çok kolay; başı hocaya, döşü hocaya, yedi parçanın beşi hocaya, derisi cemaate, gerisi de sana” demiş. İşte bu da öyle. Terörle mücadele yok. Ekonomi yok. İşçi yok. Memur yok. Köylü yok. Kendine göre dizayn edecek. Siyaset adamı milletten oy ister, bana oyunu ver der ama bana devleti ver demez. Bu oy isteme değil, bu devleti istemedir. Eğer bu ülkenin bütün anahtarlarını bir kişiye verirseniz, o anahtarları kaybettiğinde, kapıda kalırsınız. Kendi büyüttüğün oğluna bile güvenip 10 dönümlük tarlanın tapusunu vermiyorsun ama koca Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusunu vereceksin, olmaz böyle bir şey! Bana, “Sen fizik öğretmenisin, özetle bu anayasayı” diyor. Olur, özetleyeyim. Hayır dersen bu milletin bahtı gülecek, Evet dersen tek adamın tahtı güçlenecek. Size bir özet daha yapayım; Evet dersen Bilal oğlan, Hayır dersen senin oğlan kazanacak.” diye konuştu.

“ZENGİNİN ÇOCUĞU MİLLETVEKİLİ, FAKİRİN ÇOCUĞU ŞEHİT OLACAK”

Yeni anayasada seçilme yaşının 18'e indirilmesi ve milletvekili sayısının 600'e çıkarılmasını içeren değişiklikleri eleştirerek, “Kuran-ı Kerim'in ilk emri Oku'dur. Okudun mu ki Evet diyorsun? Bunu insanlar okusa, anlasa, bilse %1 Evet çıkmaz. Evet dersen 18 yaşında milletvekili olacak. Her sene 1 milyon 200 bin genç 18 yaşına basıyor.  Bunların kaç tanesi milletvekili olacak? 1-2 tane göstermelik. Bu ülkenin evlatlarına onların bir öğretmen ağabeyi olarak sesleniyorum; çocuklar milletvekilliği hayali kurmayın, diplomanızın gücüne güvenin. Zenginin çocuğunu 18 yaşında milletvekili yaptın, dokunulmazlık verdin, 20 bin lira maaş bağladın, askerlikten muaf tuttun öyle mi? Fakirin çocuğu ne olacak? 20 yaşında El Bab'ta şehit olacak. Buna Evet der misiniz?

“400 TRİLYON PARAYI FAZLADAN MİLLETVEKİLLERİNE ÖDEYECEKSİN”

Evet derseniz milletvekili sayısı artacak. Türkiye'nin nüfusu 80 milyon. Amerika Birleşik Devletleri'nin nüfusu 300 milyon. Bizim 4 katı nüfusu olan Amerika'da milletvekili sayısı 535, bize 550 niye yetmiyor da 600'e çıkarmak istiyorsunuz bunu? Hatta Bakanlar ve Cumhurbaşkanı Yardımcıları dışardan atanacağı için sayı 650 olacak. Neden 400 trilyon paramızı milletvekillerine yedirelim? Ben milletvekiliyim ama rahmetli babam kamyon şoförüydü. Ben kamyon şoförünün oğlu olarak bu milletin 400 trilyonu ile fabrika kurulsun isterim; milletvekillerine vermeyelim, Hayır diyelim Hayır.” dedi.

“18 YAŞINDAKİ CUMHURBAŞKANI VEKİLİ CUMHURBAŞKANININ GÖREV YAPAMAYACAĞI DURUMLARDA TÜRKİYE'Yİ YÖNETEBİLİR”

Sözlerinin devamında Cumhurbaşkanının, 18 yaşını bitirmiş ilkokul mezunları arasından istediği sayıda kişiyi Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Bakan olarak atayabileceği bilgisini veren Milletvekili, şu kritik uyarıyı yaptı: “Cumhurbaşkanı olmak için 40 yaşını doldurmuş olmak ve şaibesiz bir üniversite diploması olması lazım. 4 yıllık olacak, diplomayı gösterebileceksin. Peki, Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmak için ne lazım? 18 yaşını dolduracaksın, ilkokul mezunu olacaksın. Belediye Başkanını seçerken meclis üyelerini seçeceğiz, muhtar seçerken azaları seçeceğiz ama Cumhurbaşkanı Yardımcılarını biz seçmeyeceğiz, kendisi seçecek. Kaç tane seçeceğini yazmamışlar. “1'den çok” diyor. Recep Tayyip Erdoğan'da, “3'ü geçmez” diyor. Sen 3 tane yaptın diyelim, senden sonraki 33 tane yaparsa ne yapacağız? Orada 3'ü geçmez diye bir ibare yazılı değil.” Ey benim aziz milletim, eğer buna Evet dersen, Cumhurbaşkanı hasta olursa, Cumhurbaşkanı ölürse, Cumhurbaşkanı yurt dışına giderse, 18 yaşında, ilkokul mezunu birisi koca Türkiye'yi yönetebilir.

“YA FETÖ'CÜLERİ SEÇERSE?”

Cumhurbaşkanı Yardımcıları seçimle gelmeyecek, atayacak. Ya FETÖ'cüleri seçerse diye sordum. “Cumhurbaşkanı hiç FETÖ'cü seçer mi?” diye karşı çıktı. Nasıl seçmez, ya kardeşim onun 5 tane yaveri vardı albay, 5'ide FETÖ'cü çıktı! Onları ben mi seçtim? Hepsini kendisi seçti.”

“OHAL İLAN EDEBİLECEK”

Sistemin sakıncalarına ilişkin tespitlerini paylaşan İnce, şunları söyledi: “Evet derseniz Cumhurbaşkanına 6 ay süreyle Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etme yetkisi veriyorsunuz.

““YENİ ANAYASA EYALET KURMA YETKİSİ VERİYOR”

Evet derseniz Cumhurbaşkanına eyalet kurma yetkisi veriyorsunuz.

“İSTEDİĞİ GİBİ KARARNAME ÇIKARABİLECEK”

Evet derseniz Cumhurbaşkanı istediği gibi kararname çıkarabilecek. Azerbaycan'da bir şey olmuştu, hatırlıyor musunuz? Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, akşamdan yengeye söz vermiş. “Sabah seni Cumhurbaşkanı Yardımcısı yapacağım” demiş. Aliyev, karısı Mehriban Aliyeva'yı Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcılığı görevine getirdi. Böyle bir ülkede yaşamak ister misiniz? O zaman Hayır diyeceksin Hayır, al kararnameni başına çal diyeceksin!”

“300 BİN MEMURU TASFİYE EDECEKLER!”

Referandumda Evet çıkması durumunda 300 bin memurun tasfiye edileceğini açıklayan İnce, “Ankara'da bir dedikodu var, devlet memurlarına sesleniyorum; eğer Evet çıkarsa 300 bin memuru kamuda işten atacaklar. Atamazlar deme, bak etrafına görürsün. Bir devlet memurunun buna Evet demesi için aklını peynir ekmekle yemiş olması lazım. Buna Evet dediğinde memurun bütün güvencesi biter. Aman ha, sakın ha!” diyerek bir ikazda daha bulundu. 

“CAHİL ADAM, İSLAM İNANCINI DA BİLMİYOR”

Referanduma dini alet edenlere ateş püsküren İnce, kutsal değerlerin istismarına somut örneklerle değindi: “Değerli Silivrililer gerçekten kafayı kırdılar. Yolda görüyorum. Ezan için Evet yazmışlar. Yani Hayır çıktığında minarelerden ezan yerine klasik müzik mi dinleyeceğiz. Bu ne terbiyesizliktir! Ezanlar beş vakit minarelerden özgürce seslendiriliyorsa bu şehitlerimiz ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir. Tek bayrak için Evet yazmışlar. Yani Hayır çıktığında tek bayrak değil çift bayrak mı olacak. Sen bizi kendinle mi karıştırdın? Ankara'nın göbeğine Barzani'nin bayrağını diken sen değil misin? Allah için Evet yazmışlar. Ya böyle bir şey olabilir mi? Allah'ın Evet'le Hayır'la ne işi var? Bu siyaset. Din, Allah, peygamber seçim meydanlarında değil kalbimizde. “Göklerden gelen bir karar var” diyor. Cahil adamlar cahil. İslam inancını da bilmiyor. Allah'ı göklerde zannediyor. Allah gökte, yerde, her yerdedir. Allah zamandan ve mekandan münezzehtir. Bunu da bilmiyor. Allah için Evet yazıyorlar, utanmazlığa bakın! Allah Evet de demez Hayır da demez ama Allah çalma der, kul hakkı yeme der!

“PEYGAMBERLE ARASINDA BAĞ KURUYOR!”

En son çıtayı yükseltti, 15 Temmuz gecesi kendisini almaya gelen darbecilerin Dalaman Havalimanı'nda uçağını bulduklarını ancak bir şey anlamadan geri döndüklerini söyledi. Bu olayı ise Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicret ettiği sırada Sevr mağarasında örümceklerin ağ örmesi sayesinde kendisini arayanlardan kurtulduğuna dair hikayeye benzetti. İşe bak arkadaş, Peygamberle arasında bağ kuruyor yahu? Sen Peygamberin yanında kimsin? Mağaradan söz ediyoruz senin ki 185 milyon dolarlık uçak. Hz. Peygamber mağaranın içindeydi, sen uçakta yoktun ki? Mağaranın adını dahi yanlış biliyor, bir de İmam hatip okumuş olacak!

“TAYYİP ERDOĞAN KORKUSU AĞIR BASINCA FARZ UYDURUYOR”

Kendilerine göre bir adam bulmuşlar. İlahiyat Profesörü Hayrettin Karaman. Fetva vermiş geçenlerde. Evet demek farzmış, profesöre bak! Farz Allah'ın emridir. Allah'ın siyasetle ne işi olabilir? Bu İlahiyat Profesörü arkadaşı böyle fetvalar versin diye Ziraat Bankası Yönetim Kurulu'na atadılar. Ziraat Bankası'nda faiz var mı? Var. O faizden bu para alıyor mu? Alıyor. Hoca bir fetvada ben sana vereyim; faiz haramdır, sen o paraları geri iade et. Peki neden böyle bir fetva veriyor çünkü Allah korkusu değil Tayyip Erdoğan korkusu ağır basıyor.

“EY MEHMET GÖRMEZ BUNLARI GÖRMÜYOR MUSUN?”

Bir devlet dairesinde birkaç memur arkadaş bir araya gelmişler. Bir su ısıtıcısı almışlar. Şeker almışlar, çay almışlar, su almışlar. Çay demleyecekler. “Çay demlemek için devletin elektriğini kullanacağız, Diyanet'e soralım” demişler. Diyanet, “Demleyemezsin, haramdır, caiz değildir” demiş. Ey Diyanet, ey Mehmet Görmez senin gücün 4 tane memura mı yetiyor?  Şu Tayyip Erdoğan'ı görmüyor musun? Devletin uçağı, devletin helikopteri, devletin TRT'si, devletin örtülü ödeneği, her gün bizim paralarımızla miting yapıyor. Pardon miting değil değişti adı! Adı toplu açılış töreni oldu. Yani buna bir fetva veremiyor mu Diyanet İşleri Başkanı?”

“SURİYELİ GENÇLER GEZİP TOZARKEN BİZİM EVLATLARIMIZ EL BAB'DA ŞEHİT DÜŞÜYOR”

Suriyelilerin ülkemizde birinci sınıf, kendi vatandaşımızın ise adeta ikinci sınıf vatandaş olarak muamele gördüğünü vurgulayan İnce, çarpıcı açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Meydanlarda yargının nasıl ele geçirildiğini konuşacağız. 2 Trakya büyüklüğünde tarım arazimiz artık ekilmiyor. Her 4 üniversite mezunu gençten 1'isi işsiz. 3,5 milyon Suriyeliye biz bakıyoruz. 18-45 yaş arasında 500 bin Suriyeli erkek var. Savaşacak yaştan 500 bin Suriyeli erkek Türkiye'de cirit atıyor ama fakir fukaranın evlatları, sıvasız evlerde, yer yatağında büyüyen çocuklar El Bab'ta şehit oluyor. Buna Hayır diyeceğiz kardeşim Hayır.

“SURİYELİLER ÜNİVERSİTEYE SINAVSIZ GİRECEK”

İçimi acıtan bir şey daha var. Ben sizin çocuklarınızı 16 sene boyunca üniversiteye hazırladım. Onlara fizik anlattım. Sizin çocuklarınız iyi bir üniversiteye girsin diye uğraştım. Şimdi ne oluyor biliyor musunuz? Benim evlatlarım, bu ülkenin çocukları sınavda ter dökecek, nihayetinde kazanacak ya da kaybedecek ama Suriyelilerin çocukları üniversiteye sınavsız giriyor. Evet diyecek olan kardeşim senin vicdanın sızlamıyor mu hiç. Yazık değil mi bu çocuklara? Hayır diyelim buna Hayır.”

“HARAM OLSUN!”

TRT'nin muhalefete yer vermediğini, yandaş bir yayın politikası izlediğini sert sözlerle sert sözlerle eleştirerek, “TRT giderlerinin karşılanması amacıyla, elektrik tüketim bedeli üzerinde %2 oranında benden tahsil edilen o TRT payını haram ediyorum. Haram olsun! Bakında saat 21.00 oldu, binlerce insan burada. Bunları yarın TRT'de görmeyeceksiniz, TRT sadece Evet diyenleri gösteriyor. Ama size bir söz vereyim; çok yakında CHP iktidarında o TRT'yi bugün yönetenleri anayasada belirtilen o tarafsızlık ilkesine uymadığı için yargılayacağız ve o yargılamayı TRT'den naklen yayınlayacağız.” dedi.

“16 NİSAN'DA GÜNCELLEYİN ŞUNLARI"

Hükümet yetkililerinin kelime oyunu yaptığını öne süren İnce, “Değerli Silivrililer sakın ha korkmayın. Görevinizi yapın. Moralinizi bozmayın. Algı operasyonlarına kanmayın. Bizim köyde Yalova'da ikiz kardeşler var. Çocukluğumdan beri ikisini hep karıştırırım. Birbirlerine çok benziyorlar. Biri kasap, biri de çoban. Her gördüğümde takılırım, sen hangisisin, kasap olan mı çoban olan mı derim. Yine bir gün sorduğumda, “Ağabey çağa ayak uydurmuyorsun” dedi. Niye diye sordum. “Artık çobanlık diye bir meslek yok adı değişti sürü yöneticisi oldu” dedi. Türkiye'de de Abdullah Öcalan yok artık İmralı var, PKK yok Kandil var, meclisi fesih etmek yok seçime götürmek var, Başkanlık Sistemi yok Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi var. En güzeli de ne biliyor musunuz? Zam yok artık! Benzine zam yok, güncelleme var. Sizde 16'sında bunları bir güncelleyin bakalım.” şekline konuştu.

“EVİMİZİN NEŞESİ BİNALİ YILDIRIM!”

Eleştiri bombardımanına Başbakan Binali Yıldırım'ın meydanları gezerek kendisinin 'gereksiz' olduğunu anlattığını açıklayarak devam eden etti: “Binali Yıldırım mantığıyla bu devlet yönetilmez. Bizim tarihimizde padişahlar, hanlar, hakanlar var ama ikinci adamlar da var. Vezirler, sadrazamlar, Bilge Kağan'ın yanında Tonyukuk, Alparslan'ın yanında Nizamülmülk var. Fatih var. Kanuni var. Yanında Köprülü, Sokullu var. Atatürk varsa yanında İsmet Paşa var. Hep bir ikinci adam var. Şimdi bizim tarihimizde bir de Binali Yıldırım var. Evimizin neşesi! Moralin bozuldu mu aç Binali'nin videolarını izle. Evet çıkarsa Başbakanlık yani Binali Yıldırım olmayacak ama Evet çıksın diye uğraşıyor. Beni imha edin, ben gereksizim, ben lüzumsuzum diyor. Geçen gün bir yere gitmiş oradan bize laf sokuyor. “Bu CHP'de herkes konuşuyor; Deniz Baykal bir yanda, Muharrem İnce bir yanda, Kemal Kılıçdaroğlu bir yanda” diyor. İş bölümü yapmışız, ne var bunda? Parti içine çomak sokmaya çalışıyor. Biz parti derdinde değiliz, biz Cumhuriyet derdindeyiz, biz milletin derdindeyiz. Bolululara, “Bolu Beyi'nin torunları” diyecek kadar cahil bir adam bize laf sokmaya çalışıyor. “Köprü yaptık” diyor. Yapacaksın tabi. O kadar dolar ayakkabı kutusuna sığmaz ki artanlarıyla da köprü yapmışsın, sağ olasın, var olasın.

“BAS HAYIR'A KURTUL BU İLETTEN”

Sandığın başına gittiniz, sandık devletten, mühür devletten,  mürekkep devletten, oy pusulası devletten, bas Hayır'a kurtul bu illetten.”

MANİDAR GÖNDERME

Otobüs konuşmasını tamamlayıp meydandan ayrılırken devreye giren İzmir Marşı üzerine gitmeden son manidar göndermesini yapan İnce'nin, “İzmir Marşı'ndan pek hoşlanmıyorlar ama olsun çal sen. Yunanlılar da hoşlanmıyor bundan!” sözleri üzerine alkış tufanı koptu.   

Hazal BAŞARAN

YORUM YAP