Hikmet Akın, İş Dünyası’nda faaliyetlerini anlattı

Hikmet Akın, İş Dünyası’nda faaliyetlerini anlattı

4.06.2020 09:58:12

İş Dünyası programının bu haftaki konuğu olan Akın Yangınla Mücadele Danışmanlık ve Eğitim Limited Şirketi Genel Müdürü Hikmet Akın, hizmet verdiği sektörün önemine dikkat çekerek uyarılarda bulundu.

Silivri SİAD ve Küpe FM iş birliğinde gerçekleştirilen İş Dünyası programının bu haftaki konuğu Akın Yangınla Mücadele Danışmanlık ve Eğitim Limited Şirketi Genel Müdürü Hikmet Akın oldu.

Akın, 2 Haziran 2020 tarihinde katıldığı programda Turhan Alyakut'un sorularını yanıtlayarak firması, hizmet verdikleri sektöre ilişkin açıklamalarda bulundu.

Akın, salgın sürecine ilişkin şu paylaşımda bulundu: “Tüm Küpe FM dinleyicilerine günaydın diyorum. Mart ayından bu yana kısmen normal bir yaşamdan sonra 1 Haziran itibariyle tam kapasiteli bir çalışma hayatına döndük. Pandemiyle ilgili sıkıntılı bir dönemi geçirdik ama bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Sorumluluklarımız arttı, kendi ve çevremizin sağlığı için bu süreci dikkate almalıyız.

“TECRÜBEMİZİ DANIŞMANLIK HİZMETİ OLARAK VERİYORUZ”

Turhan ALYAKUT: Sizi kısaca tanımak isteriz. Şirketi ne zaman kurdunuz? Kaç yıldır bu sektördesiniz.

Hikmet AKIN: Öncelikle tüm Küpe FM çalışanlarına sağlıklı günler diliyorum. Bizlere bu fırsatı verdiğiniz için yayın kuruluna ve SİAD yönetimine çok teşekkür ediyorum.

Ben sektörde 1977 yılından bu yana çalışmaktayım ama Akın Yangınla Mücadele Danışmanlık ve Eğitim Limited Şirketimizi 2007 yılında Esenyurt'ta kurduk. Temel amacı; bu sektörde uzun yıllar çalışıp edindiğimiz tecrübeyi, gözlemi, eğitimi artık bir danışmanlık hizmeti olarak götürmek.

 

“SİLİVRİ BENİM İKİNCİ YAŞAM ALANIM VE ÇOK SEVDİĞİM İÇİN ŞİRKETİMİ BURAYA TAŞIDIM”

Silivri benim ikinci yaşam alanım olduğu ve buraları da çok sevdiğim için şirketimi bu tarafa aldım. 2015 Yılından bu yana da görevimizi Silivri'de yürütmeye çalışıyoruz.

 “SİAD ÜYESİ OLMAKTAN ÇOK MUTLUYUM”

Bir buçuk yıl önce SİAD üyesi oldum ve bundan dolayı da çok mutluyum. Çok kıymetli yönetim kurulumuz ve üyelerimiz var. Elimden geldiğince kendi sektörümle ilgili kendileriyle paylaşımlar yapıyorum. Onlar da bunlara çok sıcak bakıyorlar. Bunlar ihtiyacımız olan paylaşımlar.

“GELİŞMİŞ ÜLKELERDE YAYGIN VE LİSANS EĞİTİMİYLE GÜÇLENDİRİLMEKTE”

Turhan ALYAKUT: Yangın Danışmanlığı dediğimizde ne anlamalıyız? Neden buna ihtiyaç duyuyoruz?

Hikmet AKIN: Aslında konu biraz da ülkenin temel eğitim sistemiyle alakalı. Eylül ayının son haftasında İtfaiye Haftası ile anılıyor ve yangın belli kesimlerde veya okullarda gündeme geliyor. Halbuki yangın, gündemimizde ve büyük zararlara neden olabilen bir olay. Tamamen insani sebeplerle olabilen bir doğal afet değil. Dolayısıyla yangını kendi iş hayatımızda veya yaşamımızda olabileceğini pek fark etmiyoruz ve öngöremiyoruz.

Yangın danışmanlığı, aslında gelişmiş ülkelerde çok yaygın bir şekilde verilmekte, hatta lisans eğitimiyle güçlendirilerek sürdürülen bir meslek. Ancak ülkemizde hala böyle bir mesleğin lisans eğitimi yok.

“ASLINDA BİR EĞİTİM VE STANDART HALİNE GETİRİLMESİNİ İSTERDİM”

Olmadığı için bizler yurt dışında aldığımız muhtelif eğitimlerle kendimizi bu konuda yeterli görerek yangın danışmanlığı veriyoruz. Aslında isterdim ki bu bir eğitim ve standart haline getirilsin. Sadece tek başına yangın değil, birçok riskin bir arada yaşanabileceği bir parça gibi gözüküyor.

YANGIN DANIŞMANLIĞINA NEDEN İHTİYAÇ DUYULUYOR?

Ülkemizde yapı sektörü çok hızlı gelişti. Bununla birlikte sadece konut değil, iş yeri yapıları da çok hızlı yenilendi. Bu alanlarda üretilen yapıların yangın güvenliği önceden düşünülmüyor. Bir öngörüleri olmuyor. Birçok yatırımcı sadece arazi alıp, üstüne yapı yaparak satıyor veya kiralama yöntemiyle değerlendiriyor. Bu aşamada da yapıya sahip olmak veya kiralamak isteyenler şöyle bir sorunla karşı karşıya kalıyor; iştigal alanına uygun bir yapı mıdır? Yangın danışmanı, binanın henüz konumu ve tasarımıyla devreye girmesi gerekiyor. Yatırımcı araziyi seçerken, konumu ve etrafındakiler göz önüne alarak bunu yapması gerekiyor. Mimar da tasarımı yaparken yangın güvenliğini fiziki yapıda ne kadar oluşturabilecek, firma hangi faaliyet alanında çalışacaksa yönetmelikler ve standartlar ona göre yapı özelliğini seçtiriyor. Bizde maalesef öyle görünmüyor. Bu yüzden yatırımcının yapacağı işe uygun bir bina olmuyor. Bir yangın danışmanıyla ilerliyorsa bu süreç çok daha az masraf ve sorunlarla standart ve güvenli bir yapı, yangın olasılığında da çok az zararla sonuçlanacak. Bu yüzden yangın danışmanına ciddi ihtiyaç duyulmakta.

İş güvenliği uzmanları bu işin bir parçası olabiliyor ama ne zaman? Genelde işletme devraldığında. ..

“YANGIN, ÇOK DİSİPLİNLİ BİR KONU”

Turhan ALYAKUT: Bu söylediklerinizden ülkemizde yangına bakış açısı da ortaya çıkıyor.

Hikmet AKIN: Kesinlikle, biz yangın güvenliğini hep son dakika düşünüyoruz. Yatırımcı tabi ki önce yatırımın karşılığını almak ister ama sürdürülebilir olması için muhtelif teçhizat ve tesisat, hammadde hepsini bir bütünlük içinde düşünmeli. Yangın, çok disiplinli bir konu. Bütün disiplinleri bir arada değerlendirebilecek bir danışmanla çalışılması yatırımcı ve sorunlar açısından çok faydalı olur.  

“ÖNCE YANGIN GÜVENLİĞİ DEĞERLENDİRİLMELİ”

Turhan ALYAKUT: Sektörünüzün yaşadığı sorunlar neler?

Hikmet AKIN: Yatırımcı, bir yapı almak, yapmak veya kiralamak istediğinde önce yangın güvenliğini bir değerlendirmesi lazım. Bunu yapmazsa, biz daha sonra o kuruma gelip hizmet vermek istesek bile faydalı olamıyoruz çünkü yapının statiğini bozamıyoruz. Deprem yapı statiği ile alakalı bir husus var. Dolayısıyla 1999 depreminde özellikle Marmara Bölgemizdeki zayiatlarımızın büyünün yapı statiğinin bozulması sonucunda meydana geldi. İşlevi konut gibi üretilen bir yapının daha sonra iş yeri haline dönüşmesinden fiziki yapıya müdahale sonucu yapı statiği bozulmuş ve bina çökmüştür. Böyle bir şey yaşanmaması için bunları öngörmek lazım.

“BU İŞİN ASIL SAHİBİ SİGORTA KURUMLARI OLMALI”

Turhan ALYAKUT: Son yıllarda ülkemizde yangın güvenliği konusunda bir gelişme var mı?

Hikmet AKIN: Bu işin asıl sahibi sigorta kurumları olmalı. Dünyada böyle, maalesef ülkemizde tam böyle değil. Son yıllarda ülkemizde çok büyük endüstriyel yangınlar yaşandı. Tuzla'da yaşanan, özellikle Kimya sektöründe yaşanan olay, yangın güvenliğinin ne kadar yapının fiziki özelliğiyle alakalı olduğunu gösterdi. Sigorta şirketleri kimya sektöründeki poliçeleri iptal etti. Finansörler sigorta şirketlerinin arkasında durmadı. Yönetmeliklerde standartlarımızda bazı değişiklikler yapıldı. Bundan sonra kimyasalla uğraşan hiçbir firma çok katlı bir yapı olamayacak. Ülkemiz açısından bu önemli bir aşama. Yakıca madde miktarları sınırlandırıldı. Tabi bunlara ne kadar dikkat ediliyor, denetimlerle gözlemlenebiliyor.

“BİZİM İÇİN ÖNLEYİCİ TEDBİRLER ÇOK DAHA KIYMETLİ”

Turhan ALYAKUT: Mücadelenizde başlıca yangının çıkmasını, yayılmasını önlemek mi, yoksa söndürülmesini sağlamak mı? Yoksa hepsi aynı derecede mi?

Hikmet AKIN: Hiçbir şekilde aynı derecede olamaz. Önleyici tedbirler çok daha kıymetli, çok daha az zararla çözülebilen sorunlar. Binayı görüp biz buraya bir yangın sistemi yapalım diyemiyoruz çünkü o binanın içinde o riskler devam ediyorsa kapısında itfaiye aracını nöbetçi de tutsanız yangın çıkacaktır. Çıkmaması için yapılması gerekenler çok daha önemli. Yangın danışmanları olarak risk analizleri yapıyoruz. Muhtemel riskler nerelerde, nasıl olabilir, onlara yönelik nasıl tedbir almalıyız onu bakıyoruz. Tedbirlerin çoğu maliyet getirmeyecek düzenlemelerle hallolacak durumda. Ufak düzenlemeler bile yangını önleyebilecek durumda.

Maalesef Yapı Sektörü yanıcı malzeme kullanmaya devam etmekte.

“FİRMA OLARAK SÜREÇTEN ETKİLENMEDİK”

Turhan ALYAKUT: Salgın süreci sizi nasıl etkiledi?

Hikmet AKIN: Üretim yapan sektör olmadığımız için bizim için süreç daha kolay. Bazı görseller ve bilgi paylaşımıyla da destek verebiliyoruz, yerine gitmek zorunda değiliz. Ben bu süreçte hiç durmadım, hemen hemen hep çalıştım. Sözleşmeli olarak danışmanlığını yürüttüğüm kurumlara ziyarette bulundum. Tabi ki pandemi önlemlerini alarak bunu yaptım.

Birçok kurum bu süreci fırsat olarak değerlendirdi. İşletmelerde diğer riskler için zaman da ayrıldı. Yoğun çalışan bir yapıda aktif yangın önlemleri almak oldukça zor. Dolayısıyla bu süreçte birçok firma yangın güvenliğine yatırım da yaptı. Bizler proje üretmeye ve danışmanlık hizmeti vermeye devam ettik. Firma olarak süreçten etkilenmedik. Kısmen ziyaretlerimiz kısıtlandı. İletişim devam etti.

AKIN, DEPREM TEHLİKESİNİ HATIRLATTI

Turhan ALYAKUT: Son olarak ne söylemek istersiniz?

Hikmet AKIN: Pandemiden sonra bizi bekleyen çok büyük risklerden bir tanesi deprem. Silivri'miz de en riskli bölgelerden bir tanesi. Şüphesiz pandemi bir dünya sorunu olduğu gibi bizim de bölgesel coğrafi sorunlarımız var. Depremle ilgili önlemler bir an önce alınmalı. Asıl sorun da deprem sonrası yaşayabileceğimiz sıkıntılar.  Bir kaosa dönüşmemesi için yapılması gerekenleri şimdiden planlamalıyız. Bundan sonra gerçekten de hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Bütün riskleri başından öngörerek, nasıl bir süreci yöneteceğimizi bilerek hazırlıklı olmalıyız.

Renginar SALİ

 

 

 

YORUM YAP