XXXXX

Herşeyin Fazlası Zarar


Her şeyde olduğu gibi demokrasinin fazlası da zarar. Silivri Belediye Başkanı olabilmek için Özcan Işıklar öyle geniş bir demokrasi vaat etti ki bunun sıkıntısını çektiğini kabul eder noktaya gelmiş.
Demokrasinin sınırlarını belirleme işini tamamen iktidara bırakmak doğru olmaz. Yönetim olgusunu tümüyle iktidara bırakmak da öyle. Tüm partiler, sivil toplum kuruluşları, dernekler bu sürece mutlaka dahil olmalı ve etkinlik de sağlamalı.
Gereğinden fazla, kaldıramayacağımız kadar çok demokrasi iktidarların yıpranmasına, yöneltilen eleştirilerin yozlaşmasına yol açar. İktidarın kan kaybına en temel bir diğer etken de zamandır.

***

Silivri ölçeğine indirgediğimizde iktidardaki CHP Grubunda patlak veren Kızılay çatlağı önce gizlenmeye çalışıldı şimdi nedenleri farklılaştırılarak kaçınılmaz olarak kabul görüyor.
Muhalefetin “evet” ısrarına rağmen iktidar kendi projesini meclisten geçirmedi. Bu bir tercih değil zorunluluktu. İnsanlar istemedikleri şeyleri zorla yapar. Yoksa güle oynaya sözünü ettiğim konu Haziran meclisinde geçerdi bugün de biz iktidarın kendi içindeki bölünmesi üzerinde durmaya mecbur kalmazdık.
Işıklar’ın Kızılay ile birlikte su yüzüne çıkan sıkıntılarını belirtmeden nedenlerini sorgulamak olmaz.
Silivri’nin iktidar yaptığı Işıklar’ın muktedir olamadığı CHP’li kesimin varlığı tartışılmaz. AKP’ye ara ara yönelttiği “Seçimi kaybettiğinizin farkında değilsiniz” tarzındaki söylemini kendi grubuna da ufak bir değişiklikle yöneltmeli… CHP iktidar bilincini kavrayabildi mi acaba? O veya bu nedenle Işıklar’ın iktidarını kabullenemeyen CHP’liler, parti içi muhalifleri varlığını bariz şekilde hissettiriyor. Bir gücü elinizde bulundurduğunuz zaman sadece karşı tarafla mücadele etmiyorsunuz, arkanızı, sağınızı, solunuzu da kollamak zorundasınız.
Uzun lafın kısası, Işıklar’ın siyasi gücünü zayıflatmak isteyenler var. Haksızlık yapmayalım; arttırması için çalışanlar da vardır mutlaka ama onların çabaları aksi yönde çalışanlar kadar etkin değil. Işıklar, her işin üstesinden tek başına gelebilecek kadar güçlü görünme inadını sürdürüyor. Çevresindekileri ikna etmek yerine, hedeflediği çalışmayı iki kat daha fazla efor sarf ederek, başkasına minnet etmeden yapma kararlılığında.
Siyasi güç ve etkinliğini zayıflatma çabaları boşa değil. Bunlara dayanarak Işıklar, kafa tutuyor… Işıklar, kendisini yeterince iyi tanımayanlara onların lafı ile, isteği doğrultusunda hareket edecek izlenimini verirken, kendi kafasına yatmayan hiçbir adımı atmıyor.

***

AKP’nin ki klasik strateji. CHP’yi bölmeden burada birinci güç olma ihtimallerinin zayıflığı bilinciyle yapmaları gerekeni sergiliyorlar. Hedef doğrudan Işıklar değil, temsil ettiği gücün bölünmesi, kırılması, azalması gerekiyor. Olaylara yüzeysel yaklaşmayı tercih edenler bunu Karakaş-Işıklar kavgası boyutunda, en basit paralelde algılayabilir. Ama kimseye bir faydası olmaz.
AKP, Selami Değirmenci’nin CHP’yi bölme, Işıklar’ın gücünü gölgeleme konusunda potansiyel güç olarak görüp kullanıyor. Öyle bir kullanıyor ki Değirmenci’nin buna karşı çıkmaya gönlü el vermiyor.
Bu süreç de iki isim üzerinden CHP’nin zaten var olan yaralarından kan kaybını sürdürüyor. Hayati tehlike arz edecek kadar bir kayıp söz konusu değil. Yaraların kapanmasını sağlayacak tedavi de CHP’nin elinde ama Silivri’deki hastaya sıra gelir mi kestirmek çok zor. Silivri’de CHP’ye kan vereceklerin fazlalığına aldanıp hoyrat kullanmayın!

***

Işıklar, karşısında olup bitenler kadar arkasını da iyi takip etmesi gerektiği konusunu paranoyaya bağlamadan gerektiği biçimde değerlendirmeli. Güvensizlik ve risk almama siyasetçiye akla hayale gelmeyecek fırsatlar kaybettirir.
Başkanımızın kendi bildiğinden şaşma durumu çok az ve bunu fikrini değiştirmeye çalışanlara anlatmakta gayet açık.
Kızılay’a yer tahsisi Özcan Işıklar’ın bilinen muhalefetler dışında yapmak istediklerini engelleyebilecekler ve gerekçelerini ortaya koyan bir aşama. Sonuç tüm bu gerekçelerle daha da büyük anlamlar kazanmakta. Bunun için de 1 ay daha bekleyeceğiz anlaşılan.
İyi haftalar.

YORUM YAP