Av.Arb.İlkay Doğan

Görüntü almak suç mu?

Her gün hayatımıza doğrudan müdahale eden kararların alındığına ve kararname veya genelge ile topluma bildirildiğine şahit oluyoruz. Bu işlemlerin gücünün ya da kapsamının ne olduğu konusunda ise belirsizlik yaşanıyor. Anayasal hak olan seyahat özgürlüğüne karşı kararname ile seyahat kısıtlaması getirilmesi, haber alma özgürlüğüne karşı genelge ile görüntü alma yasağı getirilmesi gibi durumlarda alınan kararların hukukiliği tartışılıyor.

Genelge; yasa, tüzük ve yönetmeliklerin uygulanmasında yol göstermek, herhangi bir konuyu aydınlatmak, bir duruma dikkat çekmek gibi amaçlarla ilgili yerlere ve ilgililere gönderilen yazı olarak tanımlanır. Tanımından da anlaşıldığı gibi genelge gücünü yasa ve yönetmeliklerden alır. Bir genelge okurken bunun bir yasaya dayanıp dayanmadığı irdelenmeli dayanmıyorsa hukuki olmadığı kabul edilmelidir.

Geçen hafta Emniyet Genel Müdürlüğü "Personelimizin görevini ifa ederken bu tür ses ve görüntü alınmasına tevessül edecek davranışlara fırsat vermemeleri, eylemin veya durumun niteliğine göre kayıt yapan kişileri engellemeleri, kanuni şartları oluştuğunda adli işlem yapmaları gerektiği hususlarında tüm personelimizin bilgilendirilmesini önemle rica ederim"  şeklinde bir genelge hazırladı. Bu engellemenin gerekçesi olarak ta “özel hayatın gizliliği” ve kolluk görevlisinin görevini yapmasının engellenmesi gösterildi.

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu TCK 134. Madde tarafından düzenlenmiştir. Bu maddeye göre kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırken kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak kayda alan veya ifşa eden kimse ise daha ağır ceza ile karşı karşıya kalacaktır.

Bu durumda “Özel hayat nedir?” sorusu sorulmalıdır. Özel hayat; başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayı olarak tanımlanmaktadır. Bu tanıma göre kamuya açık bir alandaki eylemin özel hayat olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Ayrıca bir suç durumunda başka türlü delil elde etme imkanı yok iken veya kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmalarının engellenmesi amacıyla ses kaydı alınması durumunda suçun oluşmayacağı Yargıtay kararları ile sabittir. O halde suç olduğunu anladığınız durumlarda delil toplamak için görüntü de ses te kaydedilmesinde hiçbir sakınca yoktur.

Birçok yazımda ifade ettiğim üzere burada unutulmaması gereken “normlar hiyerarşi”sidir. Hiçbir kanun anayasaya aykırı olamayacağı gibi tüzük, yönetmelik ve genelgeler de yasalara aykırı olamaz. Bu yönüyle yaşam biçimimize müdahale eden genelge ve kararnamelerin anayasal haklarımızın ihlali niteliğinde olmaması (yaşama hakkı, seyahat özgürlüğü, haber alma özgürlüğü gibi) gerekir. Aksi durumlarda gerek toplumsal gerekse bireysel olarak tüm hukuki hakların savunulması şarttır.

  1. SAMET SAMET

    açıklayıcı bir yazı olmuş. elinize sağlık

YORUM YAP