Dün Mustafa Kemal Atatürk'ün, kurduğu Cumhuriyetimizin 86. kuruluş yıldönümünü kutladık. Kuruluş aşamasındaki güçlükler ve barındırdığı gelecek öngörüsünü bırakın da ne denli değerli bir rejime sahip olduğumuzu anımsamaya bir vesileydi kutladığımız aslında. Oysa bir rejimin ilanından ziyade tüm iç ve dış saldırılara karşı dimdik ayakta kalması asıl önemli olan.
Geçtiğimiz aylar AKP Hükümeti Kürt Açılımının ilk adımlarını atarken, değerli bir büyüğümüz ile yaptığımız sohbette endişelerini paylaştı. Ben de kendimce onları sizlere aktardım. Geçtiğimiz günler Hükümetin 'açılımını' askıya almaya zorlayan da işte o gün sizlere aktardığımız endişelerdi. Tecrübe ve ülke sevgisiyle bakılınca bazı olaylara, yapılan yanlışlar çok daha önceden seziliyor. Bunların gölgesinde bizler, Cumhuriyetin değerini ve ona sahip çıkışımızı bir kez daha teyit ettik. Ne mutlu bizlere! Ve şundan emin olun ki, bizlerin naçiz bedenleri de bir gün yok olacak ama bizlerden geriye kalanlar ve onların çocukları da gelecekte kuşaktan kuşağa bu bayramların sevinci ile anlamını tıpkı bizler gibi yaşayacak, yaşatacak.
Silivri'deki kutlamalarda dün ilginç bir olay yaşandı. Nedeni konusunda kimsenin ağzını bıçak açmasa da Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Usta ile Ağır Ceza Reisi Süleyman Savut kutlama alanını terk etti. Töreni protesto olarak algılanan davranışın nedeni merak konusu oldu. Aslında sorun Çarşamba günü gerçekleştirilen çelenk sunumunda start verdi edindiğim izlenimlere göre. Kaymakam, Garnizon Komutanı ve Belediye Başkanı'nın yanında Cumhuriyet Başsavcısının bitişiğinde Ağır Ceza Reisi yer almıştı! Kimse bu duruma anlam veremedi; çünkü protokolde her kurum bir kişiyle temsil edilir.
Protokol adabını bilenler "En kolay kahramanlık töreni terk etmektir. Tören bitiminde bir değerlendirme yapılır, rahatsızlık hissedilen konu paylaşılabilirdi" derken, anlaşılan Silivri Kaymakamlığı konuyla ilgili sıkı bir düzenlemeye gitmek zorunda.
Tören programında belirtilen saatlere uyulmaması, geç kalınması ile ilgili de uyarıda bulunmakta yarar var.
Daha 10 gün önce gerçekleştirilen İbrahim Yirik Lisesi açılında da yaşanan aynı sıkıntıydı aslında. CHP'li temsilcilerin protokol merakından söz ediyorum. Silivri'de her ne kadar iktidar olsalar da protokolde esas olan genel düzendir.
İnanıyorum ki Silivri Kaymakamı Ahmet Mesut Demirkol, nezaketi biraz rafa kaldırarak otoritesini konuşturarak giderek daha da karmaşık bir hal alan protokolümüzü hizaya en kısa zamanda getirecek!
Bir Cumhuriyet Bayramını daha balosuz geçirdi ilçemiz. Oysa ne kadar çok yakışırdı şık bir gece!
ESNAF SEÇİMLERİ
Esnaf Odası seçimleri gündemde kalmaya devam ediyor. Ali Tonta'nın oda adaylığı ile ilgili açıklamasına Necati Özkök'den yanıt, jet hızıyla geldi (her ne kadar ben onu size aynı hızda aktaramamış olsam da). Silivri Birleşik Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanlığı'nda adaylığını ilan eden Necati Özkök, Ali Tonta'nın adaylık düşüncesi ile ilgili şu yorumda bulundu: "Benim listemde yer kalmadı. Diğerlerine katılsın!"
Özkök bu yarışta çok iddialı. Anlaşılan 4 yıl koltuktan ayrı kaldığı süre içerisinde epey de enerji depolamış. Ancak böyle yağıp esmekle de olmuyor bazı şeyler, dikkat etmek gerekir. Seçime listeyle gidilmez, insanların gönlünü almaktır esas olan. Belki resmiyette listenizde yer kalmamıştır ama bunu bir kişiye yönelik ifade ederken, kırabileceğiniz yüzlercesini düşünmekte fayda var.
Kendinden emin olmak ile ukalalık yapmak arasında çok ince bir çizgi var. Odanın hizmetkarlığına soyunduğunu iddia eden Özkök'ün listesinde yer kalmadıysa başının üstündeki yerler ile ilgili kontenjanı genişletmesini önereceğim naçizane.
Benden hatırlatması!
ŞÖFÖRLER ODASI'NDA
SESSİZ HAZIRLIK
Esnaf ve Sanatkârlar seçimlerine odaklanmışız, komşusunda olup bitenden haberimiz yok. Silivri Şoför ve Otomobilciler de önümüzdeki aylarda kongrelerini gerçekleştirecekler arasında. Zafer Aşkın ve arkadaşları sessiz sedasız üye turlarına başlamış bile. "Bizde başka aday yok" diyerek, rahatlıklarını belirtiyorlar. Bu kadar emin olmamak gerek. İlla ki çıkanlar olur.
BAYRAM KAPIDA, ETLER ZAMDA
Kurban Bayramı yaklaşırken, kasap tezgâhlarındaki etler de zamlı fiyatları ile dikkat çekmeye başladı. Piyasada neredeyse büyük baş hayvan bulmak imkânsız diye yakınıyor tüketiciler.
