Alper Kaya

Gaz Pedalı Tekledi - 25

Çıkan Kısmın Özeti: Orçun Kop, emniyetin kurduğu tuzağa düşmüş ve onların yaptığı bir yönlendirmeyle silah satın almıştır. Bu silahı Yunus Derebeyi'ne yönelteceğini düşünen Komiser Tahsin, Necip'le birlikte Orçun Kop'u takibe almış ve cinayet dosyasında kilit bir yer teşkil eden gizli geçitte oyuncuyu takip etmiştir…

Orçun Kop, silahını çekip Yunus Derebeyi'ne yönelttiğinde üç farklı hareketlilik hâsıl oldu: İlki, bir grubun Yunus Derebeyi'nin önüne kendilerini siper etmesiydi. İkincisi, bir başka grubun Orçun Kop'a hamle yapmasıydı. Üçüncü hareketlilik ise geçidin dışında gözlendi. Bomboş arazinin neredeyse ortasında duran gizli geçidin kapısı şimdi altı kişilik polis ekibiyle çevrelenmişti.
Etrafı kendi arkadaşlarınca da sarılmış olan Orçun endişeye kapılıp geri dönüp kaçmak istedi. Ancak aklı hala parmağının tetiğinde olduğu tabancadaydı belli ki; dönüp bir el ateş etti. Bu, Komiser Tahsin ve Necip için de kilit noktaydı! Necip'in elindeki telsizden dışarıya yolladığı sinyal sonrası ikili, kalabalığın karşısına tek başlarına çıktı.
Onları görenler arasında en çok Orçun'un şaşkınlığı belli oluyordu. Gündüz, Yunus Derebeyi tarafından oyuna getirildiğini düşünen Orçun'un öfkesi şimdi daha da artmıştı. Silahı karşısında duran polislerden birisine rast gele hedef alıp bir el daha ateş etti.
İkisine de bir şey olmaması üzerine daha da öfkelenmişti ki; geçit bir anda polislerle doldu. Dışarıdaki ekip, kırdıkları gizli kapıdan içeri girmiş ve olay mahalline baskın düzenlemişti. Kalabalık çil yavrusu gibi dağılacakken hepsini zap eden ekip, gizli geçide de el koydu böylece…
Yunus Derebeyi, yan yana götürüldüğü Orçun Kop'a bakıp “Allah seni kahretsin!” diye çığırttı.
- Başımıza neler getirdin, memnun musun bari?
Orçun tam cevap verecekken arkadan Komiser Tahsin bağırdı:
- Susun bi' lan! Konuşmadan gidin!
Yunus Derebeyi, dönüp bir şey söyleyecekken kendisini yürüten polisin dürtmesiyle önüne döndü.
Birkaç dakika sonra Olay Yeri İnceleme Ekibi de gizli geçide teşrif buyurmuştu. Komiser Tahsin'in yönlendirmesiyle Yunus Derebeyi'nin gömdüğü kadın cesedinin yerini şipşak tespit ettiler. Yakınında, hafif tümsek olmuş birkaç yer daha vardı… Başka cesetlerin de gömülü olabileceği düşüncesiyle o bölgelerde de incelemeye başlayan ekibi bırakıp tekrar açık havaya dönmek üzere geçitten çıktı Komiser Tahsin.
Bir sigara yaktıktan sonra tutuklananların sevkiyle ilgili prosedürleri takip edip halletmiş olan, bunun da yorgunluğunu taşıyan Necip geldi yanına.
- Amirim, silah kuru sıkı olmasaydı sence hangimiz nalları dikmiştik?
Tüm bitkinliğine rağmen, gülümsedi Komiser Tahsin.
- Öyle bir şey olmazdı; kuru sıkı olmayan bir silahın önüne sence hangimiz öyle tedbirsiz atlardık?
Necip sessizce kafasını sallayıp onayladı. Akabinde tekrar atıldı:
- Sizce emniyette birbirlerini satarlar mı?
Komiser Tahsin, gülümsedi tekrardan. Sigarasından birkaç nefes daha çekip havaya savurdu dumanını.
- Onlar satsa da, onları koruyanlar satış yapmaz. Bunlar kollanacaktır muhtemelen; en kötü ihtimalle bir – iki günah keçisi sallarlar önümüze…
Necip dudağını bükmüştü ki, ellerini yana açıp sözlerini sürdürdü Komiser Tahsin:
- En âdi operasyonda bile iki emniyet muhabiri gelirken, şu an hiçbir muhabirin burada olmaması sana da ilginç gelmedi mi?
Necip iyice umutsuzluğa düşüp kafasını salladı. Bu kez rolleri değişmişlerdi. Ümitvâr bir şekilde konuştu Komiser Tahsin:
- Yaptığımız hiçbir şey boşa gitmez; biz şimdi Riva'daki bir kazayı araştırırken buradaki ne idüğü belirsiz bir örgüte darbe indirdik. Susacaklar, çekilecekler ve yapabilirlerse toparlanıp tekrar karşımıza çıkacaklar Necip.
Gözleri parladı genç polisin.
- Biz onları gene yeneceğiz!
Çocuksu bir atılım yapan Necip'e gülümsemekle yetindi Komiser Tahsin. “Bazen yenemeyiz…” diyecekken, diyemedi. Dilinin ucuna kadar gelen sözleri yutmakla yetindi. Şimdilik zafere odaklanmalıydı genç Necip.
Üzüntülerin yeri gene gelirdi…
SON

YORUM YAP