Alper Kaya

Gaz Pedalı Tekledi - 20

Çıkan Kısmın Özeti: Kaza süsü verilmiş bir cinayet olduğundan şüphelenilen drag kazasında ellerine geçen Yunus Derebeyi ismini araştıran Cinayet Büro ekibi, bu adamın İstanbul Emniyet Müdürü ile bir bağlantısı olduğunu keşfeder.

“Arama izniniz var mı?”
Oyuncu Orçun Kop, Kanlıca'daki villasının kapısında duran polislere böyle çıkıştı ilk olarak. Necip, sırıtarak elindeki kağıdı salladı ve Orçun'a uzattı. Kağıdı eline alan Orçun daha okumaya fırsat bulamadan bir sürü polis villadan içeri girmişti.
Komiser Tahsin'e kaza gecesi kendisine bir şeyler söyleyip uzaklaşan adamın kullandığı araç Orçun Kop'a aitti. Bu minvalde, Müdür'ün de baskısı sonucu Orçun Kop'un ve Yunus Derebeyi'nin evleri için eşzamanlı operasyon düzenlenmişti.
Villanın girişindeki salon, göz alıcı bir ihtişamın görgüsüz dekorasyonunu taşıyordu. Yaldız varaklı koltuklar, lüzumundan büyük ve duvarın neredeyse yarısını kaplayan lcd ekran bir televizyon, İran halısı... Her şey bir gerilim filminden fırlamış kadar büyük duruyordu.
Nereden başlamaları gerektiğini düşünen Necip, vitrinde duran fotoğraflara bakmaya başlamıştı. Ekibin diğer üyeleri üst katlara dağılmış olsa da vitrine bakarken bir çerçeve dikkatini çekti. Sanki fotoğraf, çerçeveye göre küçük kalmıştı…
Uzanıp alacakken “Durun, ne yapıyorsunuz!” diye seslenen Orçun Kop'u duymazdan geldi. Çerçeveyi alıp arkasındaki sürgüleri açınca üstteki fotoğrafın altında tam çerçeveye hizalı başka bir fotoğraf bulmuştu. Bir ıslık öttürerek fotoğrafı kendisine doğru çevirdi Necip.
***
Hale, bir apartman dairesindeydi. Yanındaki ekiple birlikte gelip de içeride kimse olmamasına rağmen içine girdiği daire Yunus Derebeyi'nindi. Hale ile birlikte gelen ekip de şaşkına dönmüştü. Zira arayacakları dairede hemen hemen hiçbir şey yoktu!
Bir kanepe, eski püskü tüplü bir televizyon ve televizyonun altında duran sehpadan başka hiçbir şey yoktu dairede… Tüm odaları kolaçan eden polisler olumsuz bir dönüş yapmışlardı; diğer odalar bomboştu.
Hale'nin içini kemiren bir dürtü vardı. Herkes dönüp gidecekken durmalarını söyledi. Polisler sabırsızca duraksadıklarında iki tanesine gözleriyle işaret etti ve televizyonun yanına gitmelerini söyledi. Dönüp baktığında televizyonun fişinin bir yere takılı olmaması dikkatini çekmişti zira…
Uzanıp televizyonu çekmelerini isteyen Hale'ye garip garip baksalar da söylediğini yapmaktan başka şansları yoktu. Tüplü bölümü ile ekran birbirinden ayrılınca şaşkınlıkları artmıştı… Birkaç saniye önce çıplak bir zemini olan salon, televizyonun içine tıkıştırılan banknotlarla dolup taşmıştı!
(Devam Edecek)

YORUM YAP