XXXXX

Galat-I Meşhur Lügat-I Sahihten Yeğ Mi?

Bir “özel üniversite” tartışmasıdır gidiyor...

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ın, “Silivri'yi üniversite şehri yapacağım” diyerek çıktığı yolda, şimdiden üç üniversite sıraya girdi...

Bunlardan ikisi, Türk-Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı'nın TAVAK Üniversitesi ile, Anadolu Eğitim-Kültür Vakfı'nın Aydın Üniversitesi...

İkisi de, isimleriyle müsemma, vakıf üniversiteleri...

TAVAK konusunda uzun uzun yazacağım ilerleyen günlerde, kuracakları üniversitede, bir çok bölümde, hem de geleceğin meslekleri diye adlandırılacak bir çok “prestij” bölümde eğitim verecekler... Aydın Üniversitesi de Silivri'de hem tekno-kent kuracak, hem de mesleki eğitim ağırlıklı bölümlerinde, ileride mesleklerinin uzmanları olacak öğrenciler yetiştirecek...

Lakin, muhalefet, tam olarak ismini koymasa da, “özel üniversite” deyiminin arkasına saklanarak, pürüz çıkartıyor...

Açık açık “Silivri'ye üniversite gelmesine karşıyız.” diyebilen yok. Bunu demek zaten ahmaklık olur. Özcan Işıklar'ın Silivri'ye yapacağı bu büyük hizmet, değil üç yıl, otuz üç yıl, elli üç yıl sonra da minnetle anılacağı ve Silivri'nin kaderini değiştireceği için, kimse de buna “açıkça karşı çıkma” ve ileride de bu veballe yaşama cesaretini gösteremiyor.

Lakin, eliyle doğrudan kulağını tutmayıp da, kafasının arkasından dolandıranlar var...

“Üniversite gelsin ama özel üniversite gelmesin” diyorlar...

Bu cümleyi kurmakla da, kendi söylemlerini, daha en baştan kendileri çürütüyor...

Çünkü Türkiye'de “özel üniversite” diye bir şey yok... Türkiye'de, doğrudan devlet eliyle kurulan ve “devlet üniversitesi” şeklinde dile yerleşmiş üniversiteler ile, vakıflar tarafından kurulan, vakıf üniversiteleri var...

Eskiler “galat-ı meşhur” der... Bir kavram, terim, cümle, yanlış olduğu biline biline dile yerleşir ve öyle kalır. Söyleyen de, dinleyen de “aslında” ne denmek istendiğini gayet iyi bilir...

Özel üniversite denilen şey de, işte bu galat-ı meşhurlardan biri...

Vakıflar, kanunlarımız gereği, kurulduğu andan itibaren “kamu malı” olurlar. Bu vakıflara bağlı kurumlar da, aynı şekilde kamu malıdır.

Yani, iki vakfa bağlı olan iki üniversite de, kanunlarımız gereği kamu malıdır, yani devletindir, devletin olduğu kadar bizimdir.

Bu yüzden, “özel üniversite” denilen eğitim kurumları, bir özel dershane gibi, özel dil kursu gibi, şahsa ait işletmeler, şirketler değil, kamuya ait kurumlardır...

Silivri'ye gelecek olan ve biri önümüzdeki yıl, biri de 2013'te eğitim vermeye başlayacak olan iki üniversiteye karşı çıkanlar, bu ayrımın farkına iyi varabilmeli ve yiğitçe çıkıp “Ben Silivri'ye üniversite yapılmasına karşıyım.” diyebilmelidir.

Diyebilmelidir ki, ben de çok değil, on sene sonra, çocuklarının, torunlarının yüzlerine nasıl bakabildiklerini göreyim.

18 Mart 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde

YORUM YAP