İş hayatının yoğun temposu içindeki insanların eğlenme anlayışı dinlenmekten geçerken, hayatının önemli kısmını evinde geçiren veya gençliğin verdiği yüksek miktarda enerjiyi tüketmek için sahip oldukları yaşam alanları dışında koşullara ihtiyaç duyanlara muhteşem bir fırsat oldu 50. Yoğurt Festivali.
Hayranı oldukları sanatçıların canlı performansını izleme imkanı olanlardan daha mutlusu yoktur eminim.
Ciddi bir organizasyon, uzun sayılabilecek bir süreye yayılan yoğun program. Silivri’ye hitap etmesinin dışında ağırlanan onlarca yabancı mi-safir.
Aynı süre zarfında İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun gerçekleştirilen ilçe programı.
Bu kadar yoğunluk içinde kusur ararsanız çokça bulursunuz. Ama tarafsız bir gözle insanların emek ve çabalarına haksızlık etmemeye özen gösterirseniz herkes elinden geleni en iyi şekilde yaptı diyebiliriz. Daha önceki tecrübelerden özene, sakına geçmiş hataların tekrar edilmemesi, yapılan yanlışların kısa sürede telafi çabasını görmezden gelemeyiz.
Özcan Işıklar’ın ekibinin, ilki için o kadar hazırlık yapma imkanları olmadığı için pek saymıyorum, 3. Festival etkinlikleri düzenlediklerinin en iyisi oldu.
Her şey iyiydi hoştu da bu kadar mı?
Davetiyeler geçen yılkinin aynı ebat ve niteliğindeydi ve yine çokça eleştiri duydum bu konuda. Maliyetiyle ilgili “Ne gerek vardı?” tarzında yorumlar. Belki haklılar ama davetiyenin şekli, şemali de düzenlenen etkinliğin bir etiketidir. Maliyet tartışmasına girersek o zaman gelen 10’a yakın sanatçıyı da katmamız gerekir. Ama hem en güzel şekilde eğlenmek veya bir şeyin en iyisine sahip olmak hem de para ödememenin, ya da az ödemenin imkansız olduğunu biliyorsunuz değil mi?
Unutanlar için bir hatırlatayım dedim.
Yapılan etkinliği beğenenler kadar beğenmeyenlerin de gerekçeleri kendileri için haklıdır. Bunun için kimseyi zorla beğendirmeye gerek yok. Bırakın onlar da beğenmeme hakkını kullansın özgürce. Kötü diyenlere kimsenin kinlenme hakkı yok. Zevkler ve renkler tartışılmaz. Kaldı ki bu konuda genel kriterlerin dışında siyasi nedenler de kendini hissettirmeden olmaz.
Haberin devamı 25.07.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…
