XXXXX

Eşitlik Ve Avantajların Rekabeti


Genel Merkez düzeyinde CHP yolunu çizdi. Bu konu hakkında ahkam kesmek bizim haddimize değil ama yerelde bu değişim doğrultusunda esecek rüzgarlara yön vermek adına bir şeyler söylemek gerektiğini düşünüyorum.
CHP Silivri İlçe Başkanı Selami Değirmenci, Deniz Baykal ile ilgili, görevindeyken de söylediği için bugün eleştirmesi kimse tarafından yadırganmaz. Keşke bu sancılı geçiş döneminde biraz daha kendini dizginleyip, tarafsız kalabilseydi ama elinden gelenin bu kadar olduğunu görüp, belki buna da şükretmek gerekir.
Düne kadar Deniz Baykal’ın varlığından her türlü medeti umanların bugün, koltuğunu kaybetmesinden sonra arkasından konuşması çok sevimsiz kaçar. Bunun için onlar da eski başkana ihanet sayılmayacak ölçülerde yenisine destek formülünü geliştirmeli.
Görev alanı siyaset olmamasına karşın ısrarla bu sularda üzecekseniz bunu ustalıkla yapma zorunluluğunuz vardır. Örneğin Belediye Başkanıysanız ve siyasi kaderinizin yeniden belirlenmesi için önünüzde kocaman 4 yıl varsa, olabildiğince tarafsız kalmanızda yarar var.
CHP’nin genel merkez düzeyindeki değişikliğin doğrudan etkilediği tek isim Selami Değirmenci oldu. 2009 yerel seçimlerinde belediye başkan adaylığının bizzat Baykal’ın itirazı ve Mehmet Sevigen’in ısrarı sonucu gerçekleşmediği biliniyor. Baykal ve Sevigen’i bu kararlılığa taşıyan süreçler ise son derece kompleks. Selami Değirmenci’nin önünde genel merkez nazarında belli, başlı engeller artık yok.
Belediye cephesine gelince. Özcan Işıklar, partinin seçilmiş belediye başkanıdır. 4 yıl boyunca bu süreç olağan üstü durumlar yaşanmazsa geçerliliğini koruyacak. Işıklar, Kılıçdaroğlu ile son yerel seçimlerde belli bir mesai paylaştı. Baykal ile sahip olmadığı ortak paylaşımları yeni genel başkanıyla kısa bir süre önce yaşadı. Kılıçdaroğlu’nun siyasette yıldızı Silivri’de yaşanan Kipa olayıyla parladığından, aklında, yüreğinde farklı bir yeri olduğunu düşündürecek kadar romantik de bir kişilik izlenimi veriyor açıkçası.
Özetle genel merkez düzeyinde yaşanan değişimin ardından Özcan Işıklar-Selami Değirmenci cephelerinde bir eşitlenme oldu diyebiliriz. Değirmenci prangalarından kurtulurken, Işıklar da pek çok partili belediye başkanından daha şanslı olarak seçim heyecanını paylaştığı Kılıçdaroğlu ile ortak paylaşımlara sahip olarak bir adım öne çıktı.
Süreci biraz daha irdelersek, Işıklar’ın Baykal’ın gidişine sevinmesi yakışıksız olduğu kadar, Kılıçdaroğlu’nun İstanbul İBB başkan adayı olarak estirdiği rüzgârın etkisiyle Silivri’de de CHP’nin seçim kazanmasına katkısı olduğunu unutmamak gerekir. Işıklar, Değirmenci’den farklı olarak CHP’nin dünkü liderini de bugünkünü de aynı ölçüde sahip çıkışla yaklaşabilir. Değirmenci’den Baykal’ın gidişine üzülmesini beklemek haksızlık olur. Gerçekleşmeden kendisini teğet geçen başkanlık hedeflerinin sorumlusu olarak gördüğü noktadaki değişim hakkında Selami Değirmenci, örgüt toplantısında zaten net bir şekilde görüşlerini ortaya koydu.
Biraz daha yerel dinamitlerimize doğru konuyu indirgersek; AKP’nin Başkanı Metin Karakaş’ın pompaladığı Selami Değirmenci-Özcan Işıklar karşıtlığı, zaten kendi sebepleriyle içten içe sürüyor. Karakaş’ın Işıklar ve CHP, yeni lideri hakkında söylediği bir tomar eleştiriye Kurultay yorgunlarının cevabını duymak için kamuoyu sabırsızlanıyor. Değirmenci hakkında düzülen methiyelere rağmen Genel Başkanına yöneltilen eleştirilere kayıtsız kalamaz. Işıklar ise Karakaş’ın en ufak eleştirisine tahammül edemezken, son söylemlerine ilişkin görüşleri Silivri arenasında alevden toplar olarak şimdiden gözüme görünüyor.
AKP Silivri İlçe Başkanı, siyasi çatışmaların ilçe gündeminde gereksiz ve anlamsız yer alışını eleştirirken, açıkladığı konu ve kişilere ilişkin yorumlarının karşılıksız kalmasını ummamıştır her halde. Böyle bir hata yapmayacak kadar uzun zamandır siyasetçi. Tabi ki biliyor söylenen her sözün bir karşılığı olduğunu.
Sonuç olarak CHP’nin 33. Kurultayı sonrasında Selami Değirmenci daha özgür, Özcan Işıklar, sırtını dayadığı belli kişilere ilişkin görüntüden bağımsız. Bundan sonrasında CHP Silivri’de örgüt ve belediye başkanlığı nezlinde oluşan rekabetinde eşitlerin, avantajları belirleyici olacak. “CHP’nin belediye başkanı ile ilçe başkanı arasında rekabete yer yok” diyenlerden değilim. Silivri’ye özel koşullarda ikili arasında rekabette muhalefet aktörleri henüz alternatif olmayı bile başarmış durumda değil. CHP, kendiyle rekabet, muhalefet içerisinde. AKP’nin sık sık Değirmenci’yi övüp, Işıklar’ı eleştirerek dahil olduğu süreçte, ancak bir etken olarak kendini hissettirebiliyor. Yoksa düşünülür şey mi AKP’nin ilçe başkanı, CHP’ninkine bu kadar hayranlık besleyecek! Karakaş, Işıklar’ı söndürmek adına kendini nasıl bir duruma soktuğuna bakmıyor bile. CHP’nin ilçe başkanı bu kadar başarılıysa, AKP’ninki de bunu bu kadar sık gündeme getiriyorsa bize söyleyecek bir şey kalmıyor. Karakaş, tehlikeli bir oyun oynuyor aslında. Değirmenci’ye iyilik mi yaptığı kötülük mü tartışılır, ama kendine ve Işıklar’a zarar verdiği ortada. Bu kadar olumsuzluğun ardından, yararlı bir şeyin çıkar mı? Bize haber çıkıyor, halka konuşulacak malzeme ama siyasetçilere bir fayda sağladığını hiç sanmıyorum. Kaldı ki koşulların değişmesinde, olası bir yerel seçimde düşünün Karakaş ve Değirmenci iki partinin ayrı adayı olarak karşı karşıya, bugünkü söylemler Karakaş’ın önüne geldiğinde, dilini ısıracağı durumlar yaşanabilir. Tıpkı 2004 yerel seçimleri öncesinde dönemin AKP Silivri İlçe Başkanı Tülay Kaynarca’nın, Selami Değirmenci’nin yazılarından yaptığı arşiv alıntıları karşısında karşı karşıya kaldığı gibi.
Söylenen her söz atılmış bir taştır. Geri dönüşü yoktur!

YORUM YAP