XXXXX

Esas Olan Halkın Memnuniyetidir


Havaların sıcaklığı nedeniyle birkaç gündür dışarı çıkmayı göze alamıyordum. Bir süredir Silivri Belediyesi’nin açtığı organik pazarı ziyaret etmeye niyetleniyordum, tesadüfen açılışının gerçekleştirdiği güne denk getirmişim.
Organik tarıma değineceğim ama öncesinde birkaç gündür yazdığım sizin de ne kadar ilgiyle takip ettiğiniz, dışarı çıkınca daha iyi görebildiğim, konumuza ilişkin bir şeyler söylemek istiyorum.
“Bizim söyleyemediğimiz şeyi söylüyor/söylüyorsun” diye yazdıklarımı taktir edenlerin bunu bana ifade etmeleri mesleki onurumu okşar ama Silivri’ye, CHP’ye daha çok katkım olsun isterim. Şöyle ki; sizin söyleyemediğinizi ben yazınca, en azından katıldığınızı sadece bana değil ilgili kişiye de iletin. İnsanlar olayların içinde olunca bazı şeyler gözden kaçıyor. Kişiler kendileri ile ilgili gelişmelere objektif bakamıyor. Ama bir kişinin yazmasından ziyade başkalarından da aynı şeyi duyarsa, yanlışında da doğrusunda da daha bilinçli davranır.
Düşüncelerimizi ifade etmekten korkmayalım. Bunun için doğru olma şartları da aranmamalı. Selami Değirmenci eleştiriye tahammülünü ziyadesiyle geliştirdi. Ona da, temsil ettiği kuruma da inandığınız şeyler uğruna mücadelenize de haksızlık etmeyin.
Kişisellik taşımadığı sürece, kamu yararı doğrultusunda söylenen yapılan her şey karşılığını, değerini bulur. Kamunun çıkarlarını koruyabilmeniz için kişisellikten arınmanın yanı sıra, kişisel bağımsızlığınızı sağlamış olmanız gerekir. Yoksa dünyayı kurtarmak için uğraşırken, kendinizi ezdirirsiniz.
Hayatın karmaşık kuralları var ama bize yaşattığı her şey ayrı bir güzel. Acısını tamamlayan tatlısı, desteği tamamlayan karşıtlık duygusudur. Övgü, eleştiri olmadan tanımlanamaz. Ve saygı, etik çerçevede insanların kişisel haklarına saldırmadan kamu yararına söyleyecek neyiniz varsa ifade etmekten çekinmeyin.
Değirmenci ile ilgili yazılarımı kutlayan kadar sitem edenler de oldu tabi. Ben bir kasıt taşımadığımı biliyorum, onların bunu anlaması için daha fazlasına ihtiyaçları olabilir. Bu konuda benim yapacağım çok fazla şey yok. Yine de ifade etmek gerekirse Silivri’nin, CHP’nin kötü olmasını istemem. Değirmenci’nin kötülüğünü istemek için de hiçbir sebebim yok. O en iyi bildiği şeyi, ben de işimi yapıyorum. Hepsi bu kadar.

Dönelim Silivri Belediyesi’nin tarımı destekleyen çalışmalarına… Silivri sahip olduğu zengin tarım arazilerini üretim noktasında değerlendirmeli. Turizm potansiyelini geliştirecek doğasını ancak bu koşulla koruyabilir. Sanayi alanlarımızı arttırma şansımız yok. Tarım ve üniversiteler gelecekte gelişebileceğimiz en doğru alalar. Organik Pazar uygulaması bu sürecin ancak bir damlasını oluşturuyor ama damlaya damlaya da göl oluyor.

CHP Silivri İlçe Başkanlığı’nın muhtarlarla düzenlediği toplantıda çok tanıdık bir sorun aktarılmış. Değirmenci, belediye yetkililerini güzelce savunmaya geçmiş ama bu konuda ikaza ihtiyaçları olduğuna basın olarak düşünme hakkı buluyorum kendimde.
Muhtar diyor ki; “Sokağımızda bulunan altı çukur için belediyeyi çağırıyoruz. İkisini kapatıp gidiyorlar. Geri kalanlar için tekrar tekrar çağırıyoruz. Geldikleri de oluyor gelmedikleri de. Hepsini kapatıp gitseler olmaz mı?”
Aslında mantıken baktığınızda hepsini kapatıp gitmeleri daha doğru geliyor insana. Bunu ilettiğiniz daire amirinden sonuç alamayınca muhtar veya vatandaş basına, başkana ulaşıyor. Farklı mercilerde çözüm arayışı da kabahat oluyor. Hep işi yarım yapan, ya da hiç yapmayan yetkili bu kez hizmet bekleyenlere “Niye konuyu başkan veya basına taşıdınız” diye sitem ediyor… Eee siz işinizi yapsaydınız her halde basın veya başkana şikayet için değil, ulaşan ancak teşekkür için ulaşırdı.
Vatandaşın istediği hizmeti yapıp yapamayacağınızı, süresini açıklarsanız kimse ortalığı ayağa kaldırmaz. İnsanları istedikleri hizmeti almadan susturmak beyhude bir uğraş. Belediyeciliğin kriterleri de çok değişti her ne kadar birileri farkına varamasa da. Belediye Başkanı Halkın hamallığını yapmaya geldim diyebiliyorsa daire amirleri, müdürleri kendilerine bu söylemden bir pay çıkartsın zahmet edip de. Belediye imkanlarının az olduğu, engellemelerin çok olduğu ortamda halkın beklentileri azalır diye bir şey yok. Yetkililerin sorumlulukları artar. Halkın memnuniyeti esas alınır.
Üstte anlatmaya çalıştığım şeylerin açılımını yapmama gerek kalmaz umarım. Konu kişisel değil, vatandaşın hizmet, bazı yetkililerin bunu verme konusundaki gayretsizliği ile ilgili. 

YORUM YAP