Şahin Dirik

Emniyet Müdürü’nün intihar sebebi

Bildiğiniz üzere Silivri de hala yoğun bir kasaba kültürü hâkim. İlçemizin sakinleri dışarıdan bir süreliğine ilçemize görev yapmak üzere gelmiş kamu görevlileri ile kısa sürede kaynaşıp iyi karakterli olduğunu düşündüklerini bağırlarına basıyorlar. Hatta görev süresi dolup ilçemizden gittiklerinde arkalarından üzülüyorlar. Öyle ki halkla fazlaca kaynaşan, Silivri'yi seven bazı kamu görevlileri emekli olduktan sonra ilçemize yerleşmeyi tercih ediyorlar. Böyle bir sürü örnek var. Ancak Silivri halkı aynı zamanda ısınamadığı, karakterini beğenmediği bazı kamu görevlilerinin görev süresinin dolması için gün sayar. Gittiklerinde de hiç iyi anmazlar. Örneğin ismi lazım değil eski İlçe Milli Eğitim Müdürlerinden birinin gittiği gün bazı Silivrililerin bir zil takıp oynamadığı kalmıştı –ki bana kalırsa da son derece yerinde bir tepkiydi-.

Ancak Hakan Çalışkan için bunları söylemek güç. Kimdi Hakan Çalışkan? 2016 yılının son günlerinde Silivri İlçe Emniyet Müdürü olarak atanan, sicili tertemiz bir isimdi. Bana sorarsanız kısa süren görev süresi boyunca Silivri'ye son yılların asayiş açısından en huzurlu günlerini yaşatmıştı. Yani çok başarılıydı. Görevde olduğu süre boyunca ilçedeki ite, kopuğa kan kusturdu. Bilhassa madde bağımlılarının ve satıcılarının tepesine kâbus gibi çöktüğü ve nefes aldırmadığı biliniyordu. Peki, Hakan müdürün görev süresi neden kısa sürdü?

Maalesef kendisi 31 Temmuz 2017 tarihinde, Silivri'ye atanmasının üzerinden henüz 1 yıl bile geçmeden bilinmeyen bir nedenle makam odasında beylik silahı ile intihar etti. Hayatının baharında canına kıyan Çalışkan'ın ölümü sevenlerini yasa boğdu. Sabah saatlerinde makamına giren görevli bir polis, Çalışkan'ı yerde hareketsiz yatarken buldu ve kısa süre içerisinde Hakan müdür toprağa verildi. Silivrililer kendisini hala çok güzel anıyor, hatta kendisinin adına ilçemizde bir koru bile oluşturuldu. Çalışkan'ın ölümü kamuoyunda çok tartışılan bir mevzu oldu. Uzun süre bu konuyla ilgili çeşitli spekülasyonlar üretildi ancak elde somut bir şey olmadığı için ölümü havada kaldı, ta ki şu ana kadar…

Geçtiğimiz günlerde organize suç örgütü lideri olduğu iddiası doğrultusunda hakkında soruşturma yürütülen ve şu an hala yurt dışında bulunan Sedat Peker, kamuoyunu sarsacak bir takım açıklamalara imza attı. Peker, Youtube üzerinden yayınladığı 4. videoda 31 Temmuz 2017 tarihinde makamında intihar eden dönemin Silivri İlçe Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan'dan da bahsetti. Peker, resmen Çalışkan'ın intiharından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun sorumlu olduğunu ima etti.

Peker, söz konusu videoda Çalışkan'ın intiharıyla ilgili şu cümleleri sarfetti:

"Silivri Emniyet müdürü temiz, genç bir arkadaş. Emniyet Müdürü arkadaşları onun neden intihar ettiğini biliyorlar, neden söylemiyorlar? Temiz Süleyman'a da soracağız bunu. Söylemediler çünkü söyleseler inanmayacaklardı, cezaevine atacaklardı, en iyi ihtimalle sürgüne yollayacaklardı. Demek şartlar uygun olmayabiliyor. Benim meselem şeref, namus meselesi."

Şimdi öncelikle şunu göz önünde, Sedat Peker lafına güvenilecek bir adam mı? Sicilini göz önünde bulundurduğumuzda güvenebileceğim insanlar listesinde tepelere koyacağım bir isim olmadığı kesin. Ancak, bozuk saatin bile günde iki kez doğruyu gösterdiği bilinmekteyken Peker'in açıklamalarını hiç ciddiye almadan bir köşeye atmak akıllıca olmaz. Bu durum, “Zamanında AK Parti hükümeti tarafından “makbul” kabul edilip şimdi aforoz edilen Peker, bir aralar öğrenip de sessiz kaldığı derin sırları şimdi intikam amacıyla açığa vurmaya mı karar verdi?” sorusunu akıllara getiriyor.

Ben buradan açık açık yazıyorum, Hakan müdürün ölümünde pay sahibi olan kim varsa Allah belasını versin! Eğer intiharı, onu istemediği, kanunsuz bir işe yönlendiren herhangi bir kişi ya da kişilerin baskısı yüzünden meydana geldiyse Allah o kişilerin bin türlü belasını versin! Bu dünyada da öteki tarafta da yatacak yerleri yok! Eğer böyle bir durum söz konusu değilse büyütülecek bir mesele de yok demektir. Ancak bu ülkede de her Allah'ın günü emniyet müdürlerinin makam odalarından cesetlerini toplamıyorlar. Bana sorarsanız sezgilerim bu olayın altında en az Susurluk Skandalı ile yarışacak boyutlarda bir rezaletin yattığını söylüyor. Ancak dediğim gibi, bunlar şimdilik yalnızca his…

 

YORUM YAP