Sevginar Sali

Duman gizlenemez!

“Üç şey gizlenemez: Duman, aşk ve parasızlık...” bu Arap Atasözü olarak geçiyor.
Bir de Fransız Atasözü şeklinde kabul gören bir hali var; “Duman ve aşk gizlenemez…”

“Parasızlık” Fransızların derdi değil anlaşılan…
Bence ‘aşk' da gizlenebilen bir şey… Çok dikkatli gözlerle bakmak lazım görmek için…
Geçenlerde Elif Şafak'ın bir yazısını dinledim (sesli kitap olayı bence teknolojinin bize armağan ettiği en müthiş şey bu arada), daha önce de okumuştum ama hayat tecrübesi ile birlikte her şey anlam değiştiriyor malum; sevmenin en güzel halini “uzaktan sevmek” şeklinde tasvir etmiş…
Bu aralar MESAFE zorunlu aklınızda bulunsun diye araya sıkıştırayım dedim:) Duyguları bahane edip kendinizi ateşe atmayın; pardon riske…

‘Dumanın gizlenemeyen' bir şey olduğundan yola çıkmak için ne dolambaçlı yollardan geçtim… Asıl meselemize gelelim...
Şahin'in yazısına göz atınca Silivri Belediyesinin faaliyet raporu tartışmasının üstüne kapağın kapatılmasına karşın meselenin fokur fokur kaynamaya devam ettiğini gördüm...

Birkaç ay önce meclis oturumlarından birinde yanıma oturan kişi, dizüstü bilgisayarını açıp not almaya başladı. Bir şeyler sordu sohbet başladı tabi. Ajans muhabiri olduğunu söyleyen kadın (aramızda geçen kişisel sohbeti yazdığım için özel isimlere yer vermedim) 20 yıla yakın süredir İstanbul'un ilçe belediyelerini takip ettiğini, esasen İBB muhabiri olduğunu paylaştı. Hafta sonu aile ziyareti için ilçemizde olduğundan (kısa bir süre önce Silivri'ye yerleşmişler), iş yerinden Pazartesi günü Silivri meclisini takip edip İstanbul'a dönüş talimatı aldığını ifade etti.
“Volkan Bey çok başarılı” dedi.
“Nereden bu kanıya vardınız?” diye sordum Silivri'nin bu dönem İstanbul'da ve İBB'de epey ses getirdiğini ifade etti. Solcu bir aile geleneğinden geldiklerini belirtirken “Böyle giderse oy verilir” deyince “MHP'li mi olacaksınız?” diye sordum… “Yooo ama oy verilir” diye düşüncesini yeniledi.

Duman diyorum... Biz burada o veya bu sebepten istediğimiz kadar çekiştirip duralım Volkan Yılmaz'ın ne siyasi ne de belediyecilik başarısının gizlenecek bir tarafı yok. Sadece İstanbul değil, Türkiye'nin her bir ucundan insanları etkileyen bu olgu aslında yürünecek en mantıklı yolu da önümüze seriyor. Yükseleni aşağı çekmek yerine kendi çıkış dinamitlerimizi desteklemek.

Özcan Işıklar'ın geçen dönem sıklıkla telaffuz ettiği ve kendi gerçekliğinde ihmal ettiği bir tespit vardı; “Silivri daha azıyla yetinmez!” Bugün önümüze konan ve mutlu olduğumuz hizmetin daha azını yarın Volkan Yılmaz da önümüze sürmeye kalksa Silivri halkının bununla da yetinmeyeceğini hesaplamak gerek. Tıpkı geçen dönemde ispat olunduğu üzere… Seçilen kişilerin ve esasen her kimsenin rakipleri en başta kendileridir.
Seçimlerde mesele artık çok daha az parti ve ideoloji… Halkın sempatisini güvenini kazanan, hizmet eden kişi ne için seçildiği ile bağını koparmaz, umut olmayı sürdürürse yola devam eder. Kendi ve sorumlulukları ile ilgili gerçeklik duygu, algısını yitirenleri bulundukları iktidar konumlarında hiçbir şey tutamaz. Kaybetme yolunun taşlarını kimse için başkaları döşemez, bunu kendimiz yaparız… İnsan kazanırken kalabalık, kaybederken yapayalnızdır; eylemde de sonuçta da...

YORUM YAP