Demokrasi Platformu’ndan 1 Mayıs daveti

Demokrasi Platformu’ndan 1 Mayıs daveti

1.05.2018 10:12:28

Silivri Demokrasi Platformu, Silivri halkını 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde Maltepe'de yapılacak mitinge davet etti.

Silivri Demokrasi Platformu, 1 Mayıs'ta tüm emekçileri Maltepe'ye davet etti. Çürümüş düzene karşı birlik olma ve örgütlenme çağrısı yapan Silivri Demokrasi Platformu'nun basın açıklamasına Eğitim Sen, KESK bileşenleri, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Halkların Demokratik Partisi, Özgürlük ve Dayanışma Partisi, Türkiye Mimar Odaları Birliği, Türk Tabipleri Birliği, Devrimci İşçi Sendikaları, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Alevilerin çatı örgütü Alevi Bektaşi Federasyonu tam destek verdi.

ERDOĞAN: BU DÜZEN, İŞ GÜVENCESİNİN DEVLET ELİYLE YOK EDİLDİĞİ, TEK İMZAYLA, TEK EMİRLE HERKESİN İŞSİZ KALABİLDİĞİ BİR DÜZENDİR
28 Nisan Cumartesi günü, saat 13.30'da, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Çay Bahçesi'nde kaydedilen basın açıklamasında ortak bildiri Silivri Demokrasi Platformu Üyesi Caner Erdoğan tarafından okundu. Erdoğan, şunları kaydetti: “Değerli basın emekçileri, değerli dostlar, biz Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğuyuz. Biz ülkenin dörtte üçü, yani ücret geliriyle yaşamaya çalışanlarız. Biz bu ülkede üretilen tüm değerlerin, tüm güzelliklerin esas sahibiyiz. Biz Türkiye işçi sınıfıyız. Biz “Cumhur”un büyük çoğunluğu olarak, ülkemizde kurulmak istenen yeni rejimde yok sayılıyoruz. Bu düzenin hangi sınıfların çıkarına, hangi sınıfların zararına olduğuna, Olağanüstü Hal'in (OHAL) ilan edildiği 20 Temmuz 2016'dan beri tanığız. Bu düzen, “OHAL'den istifade” grevlerin yasaklandığı, sendikal hak ve özgürlüklerin yok sayıldığı bir düzendir. Bu düzen, yasalarla değil fermanlarla yönetilen, Anayasa'nın Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile çiğnenebildiği bir düzendir. Bu düzen taşerona kadro gibi milyonları ilgilendiren, darbe ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir konunun bile KHK ile düzenlendiği, böylece ayrımcılığa ve hak kayıplarına neden olan, hak aramayı sınırlandıran bir düzendir. Bu düzen, sayısı 6 milyona ulaşan işsizlerin “geçinemiyoruz, açız” çığlıkları yükselirken, işsizlik fonundaki paraların KHK ile patronlara aktarıldığı bir düzendir. Bu düzen, iş güvencesinin devlet eliyle yok edildiği, tek imzayla, tek emirle, herkesin ama herkesin işsiz kalabildiği bir düzendir. Bu düzen, salon toplantılarından yürüyüşlere, imza toplamaktan mahkemeye başvurmaya kadar her türlü demokratik hak arayışının keyfi biçimde kısıtlandığı/engellendiği bir düzendir. Bu düzen sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin, meslek odalarının, üniversitelerin, gazetelerin, televizyonların tek bir kişinin tahakkümü altına alınmaya çalışıldığı bir düzendir. Bu düzen, salon toplantılarından yürüyüşlere, imza toplamaktan mahkemeye başvurmaya kadar her türlü demokratik hak arayışının keyfi biçimde kısıtlandığı/engellendiği bir düzendir. Bu düzen sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin, meslek odalarının, üniversitelerin, gazetelerin, televizyonların tek bir kişinin tahakkümü altına alınmaya çalışıldığı bir düzendir. Bu düzen işçi sınıfı başta olmak üzere toplumun neredeyse tamamına “sana verilenle yetin” denilen bir düzendir. Bu düzen emeğin, doğanın, kentlerin, tarımın, şeker fabrikalarının, eğitimden sağlığa tüm temel hakların sermayeye, sınırsız kar ve rant arzusuna teslim edildiği bir düzendir. Bu düzen hukukun yerini fermanların, sosyal hakların yerini ulufenin, diyaloğun yerini çatışmanın, liyakatin yerini sadakatin aldığı bir düzendir. Bu düzen cumhuriyetin laiklik ve demokrasi gibi temel nitelikleriyle, “Yurtta Barış Dünyada Barış” gibi temel kurucu ilkeleriyle ve temel yurttaşlık haklarıyla çatışan bir düzendir. Bu düzende, demokrasi, adalet, laiklik, toplumsal barış ve kardeşlik tek adam iktidarına kurban edilmek istenmektedir. Böylesi bir ortamda işçi sınıfının haklarını savunmak giderek güçleşmektedir. Bir kişinin hem meclis, hem hükümet, hem de mahkeme olduğu yerde hiçbir hakkımız güvencede olmaz.

“BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ, BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ…”
Bundan dolayıdır ki; bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenler, emeğiyle bu ülkeyi var edenler 1 Mayıs'ta buluşuyor. Çalışırken ölmek, sakat kalmak, tükenmek istemeyenler, yaşamı savunanlar buluşuyor. Bize dayatılan bu vahşi sermaye düzenine karşı işini, ekmeğini, şekerini, deresini, ormanını, tarlasını, ülkesini ve geleceğini savunanlar buluşuyor. Açlık/yoksulluk sınırının altında ücretlere mahkûm edilenler, “geçinemiyoruz” diyenler, işsizler buluşuyor. Emek, barış, demokrasi, eşitlik, özgürlük, kardeşlik, laiklik, adalet mücadeleleri buluşuyor. Yaşamını, doğasını, aklını ve memleketi, sermayenin ve tek adam rejiminin kuşatmasına karşı savunanlar buluşuyor. Şiddete, ayrımcılığa, tacize, tecavüze, yok sayılmaya karşı “emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir” diyen kadınlar buluşuyor! “Bu daha başlangıç” diyenler, “hayır” diyenler, “adalet” diyenler buluşuyor. Savaşa karşı eşit, özgür ve bir arada kardeşçe yaşamı savunanlar buluşuyor. Bu ülkenin emeğiyle yaşayan çoğunluğu, ülkenin yok sayılmak istenen gerçek sahipleri buluşuyor. Bu ülke için çalışan ama en temel hakları yok sayılan milyonlar, yurttaş olduklarını hatırlatmak için, “Cumhur”un kim olduğunu göstermek için, birlik, mücadele ve dayanışma için buluşuyor. Kadın erkek, genç yaşlı çocuk bu büyük buluşmaya hazırlanıyor. Milyonlar OHAL ile dayatılan yeni rejimin karanlığına teslim olmuyor. Milyonlar bir arada kazanacağımız rengârenk, güneşli güzel günlerin, emek ile kuracağımız geleceğin resmini çizmek için buluşuyor. Milyonlar 1 Mayıs meydanlarında buluşuyor. Birlikte güçlüyüz! Birlikte başaracağız! 1 Mayıs Salı günü, saat 09.00'da, Silivri Kipa önünde buluşup Maltepe 1 Mayıs meydanına gidiyoruz. Tüm Silivri halkını davet ediyoruz.”
Platform üyeleri açıklamanın ardından bildiri dağıtarak Silivrilileri 1 Mayıs'ta Maltepe'de tek yumruk olmaya çağırdı.

Hazal BAŞARAN

YORUM YAP