XXXXX

Değirmenci, Eteğindeki Taşları Döktü

Selami Değirmenci dün bir basın toplantısı düzenledi. Hüseyin Şahin ve Özcan Işıklar’ın hedef tahtasında olduğu toplantında sözlerine ‘Kale Park’taki buluşmaları ‘hizipçilik’ olarak tanımlamakla başladı.
Şahin’i tarafsız olmamakla eleştiren Değirmenci, belediye başkanlığı konusunda yeterince başarılı olamadığını ima ettiği Işıklar’ı bu durumu ilçe yönetimine müdahale ederek partiye de bulaştırmakla itham etti ve “Belediye başkanının haddi değil ilçe başkanını belirlemek” dedi. Mayıs kongresindeki adaylığına yatırım yapma çabasında.
Değirmenci, Işıklar’ın 2009 yerel seçimlerinin ardından atanan ilçe yönetiminden Hüseyin Şahin’i attırdığını, 2010’daki ilçe kongresinde seçilmemesi için uğraş verdikten sonra bugün aralarındaki işbirliğinin sağlam temele dayanmadığını anlattı.
Işıklar’ın, Hüseyin Şahin’in ilçe başkanlığına ‘Selami Değirmenci’nin CHP dışında tutulması’ şartıyla destek verdiğini söyledi.
Değirmenci’nin açıklamalarını ayrıntılı şekilde haberinden okuyabilirsiniz. Benim öncelikle, asıl üzerinde durmak istediğim konu dün ile bugünün yol açtığı bakış açısı farklılığı.
Hüseyin Şahin’i bugün eleştiren Değirmenci düne kadar arkasında durdu. Ne zaman Hüseyin Şahin siyasi hayatına Özcan Işıklar ile işbirliğiyle sürdürmeye karar verdi Değirmenci ile arası bozuldu.
Hüseyin Şahin’i savunmak niyetinde değilim ama kim ki Özcan Işıklar ile Selami Değirmenci arasında kalır bilmelidir ki birinden birini seçmek diğerini kaybetmek ile eşdeğerdir onların gözünde. Söz konusu seçimi yapmak zorunda bırakılan farklı düşünse bile.
Eğri oturup doğru konuşmak gerekir. Bu süreç asla tek taraflı olamaz. Özcan Işıklar ile Selami Değirmenci’nin işbirliği içinde bulunacakları süreç ne zaman ki ikisi aynı koltuğa aday oldu bitmiştir. Ne zaman Silivri Belediye Başkanlığı’na iki başkan koltuğu konulursa o zaman aralarında bir işbirliği söz konusu olur.
Özcan Işıklar, Selami Değirmenci arasında rekabet birinden biri siyaseti bıraktığında biter. (İkisi için de görünürde böyle bir durum yok) Selami Değirmenci milletvekili seçilebilseydi belki yine de büyük ölçüde süreç zayıflardı.
Geriye dönüp baktığımda şunu fark ettim ki siyaseten verdiği her kaybın sonucunda Değirmenci, ne yapıp edip faturayı Özcan Işıklar’a kesiyor. En güçlü rakibine. Birinden biri diğerinin aleyhine çalışıyor da diğeri boş durur mu? Tüm bu kavga ve açıklamalarının tek anlamı var o da CHP’deki kısır çekişmenin ipliğinin pazara çıkartılması. Zaten herkes biliyor, tahmin ediyor da açıkça ifade edilince mesele olabilir, parti disiplini başlığı altında konu değerlendirildiğinde. Lafını açıkça ortaya söylemek kabahat olabilir, duruma göre.
Değirmenci’nin kötü bir huyu var kendisi dışında başarısızlığının nedenini hep başkalarında arıyor ve onlara yüklüyor. Ne zamanki biri ona bir darbe indiriyor daha güçlüsüyle cevap vermekten çekinmiyor. Ve çok çabuk unutuyor tüm bu yaptıklarını.
Onun aksine Işıklar, kinci olarak tanımlanacak kadar keskin bir kötü hafızaya sahip. Kendisine yönelik her tür girişim ve olumsuzluğu itinayla hafızasında koruyor. Fazlaca büyüttüğü egosuna yönelik her saldırıyı bir savaş ilanı gibi algılayıp, kaybetmemek için elinden geleni yapıyor. Aleni intikam almaktan, öfkeyle hareket etmekten kaçınıyor. Siyasi başarılarına yenilerini ekleyince bu durum ancak değişebilir, süreç farklılık ve hız bakımından değişiklik arz edebilir.
Görünen o ki CHP Silivri, Özcan Işıklar ile Selami Değirmenci ikilisine dar geliyor.
Değirmenci’nin açıklamalarında ortaya attığı bazı iddiaları Işıklar kamuoyuna açıklamak zorunda: En başta da istediği ilçe yönetimi atanmazsa gerçekten partiden istifa restini öne sürdü mü? Bu kadar kolay mı CHP’den vazgeçmesi?
Değirmenci, Işıklar’a yönelik göndermelerinde Hürhaber’e de atıfta bulunuyor iki defa. Kale Park’taki son toplantının sadece Hürhaber’de yayınlanması ve Belediye Başkanının tüm basınla kavgalı olup sadece bir gazete ile arasının iyi olduğunu ifade ediyor.
Sonra da CHP Silivri’nin 11 Kasım 2011 itibariyle kesin, genel merkez onaylı üye listesini sadece bana CD ile verdiğini belirtiyor. Neden bir başka basın mensubu değil de bana itibar ettiğini biliyorum. O da biliyor her ne kadar cesur açıklamaları arasında bunu diğer basın mensuplarına ifade edemese de.

Haberin devamı 15.12.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…



YORUM YAP