Cumhuriyet Başsavcılığı Hürhaber’i haklı buldu

Cumhuriyet Başsavcılığı Hürhaber’i haklı buldu

29.06.2018 10:23:57

Silivri İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nde yaşanan hırsızlık olayını haber yapan Hürhaber Gazetesi'ni iftirayla suçlayan personelinin şikâyeti Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kabul edilmedi.

Fatih Projesi kapsamında okullara dağıtılmak üzere Silivri İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde bulunan ve 44 adet tablet bilgisayarın kaybolması üzerine Hürhaber Gazetesi tarafından 28.10.2017 tarihinde haber yapılmıştı. Haber üzerine İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü şeflerinden Cemal Doldurur ve memurlardan Ahmet Alan, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na Hürhaber Gazetesi İmtiyaz Sahibi Sevginar Uygun ve Yazı İşleri Müdürü Renginar Mehmet Sali hakkında suç duyurusunda bulundu. Doldurur ve Alan, gazeteyi iftirayla suçladılar. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, tarafları dinledi, İlçe Emniyet Müdürlüğünden de olay hakkında bilgi aldı, yürüttüğü soruşturma sonucunda haberin gerçeğe uygun olduğu, basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaatiyle, Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair kararını açıkladı.

“KOVUŞTURMAYA YER YOKTUR” KARARI
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu haberi değerlendirerek kararını şu şekilde açıkladı: “Yapılan değerlendirmede; dosyaya konu haberin içeriğinde; müşteki üzerine atılı eylemle ilgili olarak; basın suçları kapsamında öncelikle bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Buna göre; Basın Kanunun 3. Maddesinde yer alan basının özgür olduğu, bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama, eser yaratma haklarını içerdiği, basın özgürlüğünün ancak başkalarının haklarının korunması amacıyla sınırlanabileceğinin belirtildiği, bir haberin hukuka uygun sayılabilmesi için gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi, konuyla ifade arasında düşünsel bağlılık koşullarının varlığı ile haberin objektif olması, belli kişileri açıkça hedef almaması, haber verme hakkı kapsamında yer alması gerektiği, eleştirilerin sert olmasının başlı başına yapılan haberi hukuka aykırı hale getirmeyeceği, konuyla anlatım, içerik ve varılmak istenen sonucun bağlantılı olması yönünde Yargıtay'ın istikrar kazanmış kararları bulunmaktadır (Yargıtay 4CD: 2011/14177 E- 2012/31742 K). Buna göre; basının haber verme hakkı gerçeklilik, geçerlilik, güncellik, toplumsal ilgi, konu ile ifade arasındaki düşünsel bağlılık ilkelerine dayanmalıdır. Basın objektif sınırlar içerisinde kalmak suretiyle konu ile ilgili olan, görünen bilinen her şeyi araştırıp olayları olduğu biçimiyle yayınlamalıdır. Buradaki gerçeklik somut bir gerçeklik olarak değil, o anda belirlenen ve var olan, orta düzeydeki kişilerce de yayının amacının anlaşılmasını ortaya koyacak bir gerçeklik, diğer bir deyimle haber yapıldığı andaki belirişi biçimine uygun olarak anlaşılmalıdır. Yayının ancak maddi gerçeği saptadıktan sonra verilebileceği şeklindeki düşüncenin kabul edilmesi halinde; haber verme ve konuyu aydınlatma hakkının özü sınırlandırılmış olur. Zira maddi gerçeğin araştırılıp ortaya çıkarılması çok zaman alacak ve bu durumda haberin günceliği de ortadan kalkacaktır. Önemli olan meydana gelmiş olayın halkı aydınlatacak şekilde kamuya aktarılmasıdır. Bu bilgiler ışığında; Haberlere konu olan olayın, Silivri İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne 2014 yılında Fatih Projesi kapsamında tablet gönderildiği, bu tabletlerden dağıtımının yapılacağı sırada 26 adet tablet kutusundan 25 adedinin boş olduğu, yapılan incelemede 2014 yılı Mayıs ayında 46 adet tabletin teslim alındığı, 2 tabletin kurumda mevcut olduğu ancak geriye kalan 44 adet tabletin eksik olduğu belirlenmiş ve bu durumun kurum çalışanları tarafından 23/10/2017 tarihinde tutanakla imza altına alındığı görülmüştür. Sonuç olarak; dosya içeriği ve mevcut deliller bir bütün olarak değerlendirilerek, yukarıda bahsi geçen gerekçeler sebebiyle; şikayete konu haberin görünür gerçeğe uygun olduğu, basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaatiyle, şüpheliler hakkında KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA, karar verildi.”

Renginar SALİ

YORUM YAP