Pazar günü, gezmek için Gazitepe, Alipaşa, Fener civarlarındaydım... Bizimki ailece masum bir pazar gezintisiydi ama çoğu zaman tenha olan köy yollarında yalnız olmadığımızı farketmem uzun sürmedi...
Neredeyse her boş arsanın, tarlanın önünde son model bir otomobil park etmiş... Mercedes'ler, Audi'ler, BMW'ler, benzin canavarı Jeep'ler... Ve her arabanın yanında, ciddi, takım elbiseli, hani iş adamı kılıklı bir-iki kişi, yanlarında birer emlakçı...
Vallahi çok ilginç bir görüntüydü... Üşenmeyin imkanınız varsa siz de bu hafta sonu atlayın gidin, gözlerinizle görün...
Neden geliyorlar, arazi kapatmaya... Hani “Çılgın Proje” nin adresi Silivri, ikinci boğaz Silivri'den geçecek ya... Vakitlice gelip, üçe-beşe bakmadan kaç dönüp alabilirlerse alacaklar, sonra bekleyecekler, değeri artsın... Ya da belki üstlerine boğaza nazır yalı, rezidans falan yapma planları vardır, bilinmez... Şahsen beni de ilgilendirmez, para da onların, keyif de...
Beni işin “Silivri” yönü ilgilendiriyor... Son günlerde son iki yazıdan sonra, sıkça sorulur oldu, “Neden bu konuyu bu kadar irdeliyorsun?” diye...
“Gelecekle ilgileniyorum, çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim”....
İki gündür, “Çılgın Proje” nin Silivri'ye olası etkilerini, getirilerini ve götürülerini tartışıyoruz.... Ve bunların hepsini, malum projenin Silivri'den “geçeceği” tezi üzerinde durarak yapıyoruz... Neden bu teze ağırlık verdiğimi, serinin ilk yazısında açıklamıştım.
Pekiiiii... Ya “Çılgın Proje” Silivri'ye yapılmayacaksa?
Devamı 04 Mayıs 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde
