zzzzzz

Bi liran var mı?

Madde kullanımı çağımızın şüphesiz en büyük tehditlerinden. Silivri'nin de esaslı sorunlarının başında geliyor, bu artık yadsınamaz bir gerçek. Meslek büyüklerim kaleme aldı; gündemde sıcak tutmak adına ben de işlemeyi kendime borç bildim. Gidişat hiç iyi gözükmüyor. Silivri o eski sakin, huzurlu, şirin kasaba değil. Çarşıda denk gelmişsinizdir, ‘bi liran var mı abi/abla' diyen gençlere… İçler acısı halleriyle insanı derin üzüntüye sevk ediyorlar. İçim acıyor ancak iç dünyalarındaki sıkıntılara çözüm arayışı, en çok da farklı olma duygusu ve eğlence gibi saç baş yolduran gerekçelerle madde kullanmayı seçenlere öfkem daha çok ağır basıyor. Varsın yürüdüğüm yol çamurlu olsun, metrobüs hattı Silivri'ye kadar uzatılmasa da olur efendim, Belediye Konutları alt geçidinin trafik düğümüne, Boğluca Deresi'nin çirkin görüntüsüne rahat 10 yıl daha katlanırım da düşük güvenli bir toplumda yaşamak istemem arkadaş. Hayattaki en önemli şeylerden biri iç huzuru. Hepimiz can ve mal güvenliğimizden endişe etmediğimiz, özgürlüğümüzün kısıtlanmadığı bir ortamda, sulh içinde yaşamak arzusu taşırız. Şahsen ben şehir ve topluluk güvenliğine yönelik faaliyetleri çer çöp işlerinden, yol tamiratından vs. kat kat fazla önemserim. Kimsenin de bunun tersini düşüneceğini sanmıyorum. Potansiyel bir cani olduklarını düşünmüyorum elbette! Ancak şayet tedavi olmazlarsa, bağımlılığı ileri safhadaki kişilerin üzücü olaylara sebebiyet verebileceklerini, madde kullanımı ve bağımlılığın tıp alanında tanımlı klinik bir sorun olduğunu hatırlatmak isterim. Meydanlarda karşılaşmaya başladık sıklıkla, çoğu zaman ellerinde tinere batırılmış birer bez parçası, burunlarına çekerken göz göze geldik. Üç beş saniye süren o göz göze gelme eyleminde karman çorman bir duygu bulamacı içinde kalıyor insan. Bu gibi durumları kanıksadık fakat madalyonunun bir de öteki yüzü var. Bulundukları civarlardaki işyerlerine musallat olanları üzülerek duyuyoruz. Özellikle geç saatlere kadar açık olan esnaflarımız, çay bahçeleri, kafe işletmecileri ve çalışanları, iş kolu haline getirdikleri dilenciliğin arkasına sığınarak müşterilere rahatsızlık veren ve tedirgin eden duygu istismarcılarından yaka silkmiş vaziyette. Farklı sektörlerde ayakta kalma mücadelesi veren esnaf zaten bin bir türlü sıkıntıyla boğuşuyor. Bir de her gün iş yerlerinin içine kadar elini kolunu sallaya sallaya girerek çeşitli isteklerde bulunan tiplerle uğraşmak zorunda kalıyorlar. Müşahedelerime dayanarak söylüyorum; bağımlılar aşırı tepkiseller, münakaşaya hazırlar, istediklerini alamayınca hemen inat, kin ve nefret duygularını devreye sokuyorlar. İşin rengi bir anda değişiyor. Tam anlamıyla bir kâbus senaryosu! Elini versen kolunu alamıyorsun. Allah, işyerlerinde kapısı açık çalışmak zorunda olan esnaflarımızın yardımcısı olsun.

BAĞIMLILIK DÖNGÜSÜNDEN KURTULMAMIZ ŞART
Bağımlılık sorununun oluşum ve devamında yasal boşlukların önemli payı var, ivedilikle yeni hukuki düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu aşikâr. Silivri ölçeğinde yöneticilerimiz, madde bağımlısı gençlerin yeniden topluma kazandırılması, vatandaşların daha huzurlu ve emniyetli bir ortamda yaşamalarını sağlamak amacıyla gerekli çalışmaları yapıyor. Kaymakam Ali Partal, Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve Emniyet Müdürümüz Taner Ertürk, madde kullanımı ve bağımlılığıyla ilgili mücadeleye dönük koordineli bir çalışma yürütüyor. Silivri'yi ‘bu anlamda' şanslı addediyorum; sorunun üzerine duyarlılıkla eğilen sorumluluk sahibi yöneticilerimiz var.
Çözümü konusunda belli bir çaba harcanıyor ancak tedavi ve ıslah çalışmalarında istenilen sonuçlara ulaşma konusunda muazzam bir ilerleme kaydedildiğini söylemek pek mümkün değil. Sadece ilçemiz için değil bu kanaatim, ülkemizde böyle. Uyuşturucu ile mücadele ancak bağımlının yardımı, azmi ve kararlılığı ile yapılabiliyor. Onlar da çoğunlukla tedaviyi reddediyor. Sistemin tıkandığı nokta tam da burası işte… Bir uyuşturucu bağımlısı tedavi için nasıl ikna edilir? Kırılması gereken kilit bu. Toplumu iyileştiren projeler yapmak isteyen sivil toplum örgütlerimize de bu vesile ile seslenmek isterim; işte size güncel bir mesele. Vah vah çekmek yerine, bu mevzuyu nasıl çözebileceğimize odaklanmak daha isabetli bir davranış olur. Toplum nezdinde bu ihtiyacın giderilmesi yönünde ciddi bir beklenti mevcut.

Naçizane Tavsiye: Para isteklerini geri çevirmeyerek belki de farkında olmadan o kişinin uyuşturucuya ulaşmasını kolaylaştırıyoruz. Para ya da menfaat sağlayacakları herhangi bir şey vererek bu döngünün devamlılığını sağlamak yerine misalen temel besin ihtiyaçlarını karşılarsak vicdanen daha rahat oluruz sanki diye düşünüyorum ve bu konuyu burada noktalıyorum.

HAYIRLI OLSUN
Silivri Müteahhitler Derneği (SİMÜDER), adıyla yeni bir dernek kuruldu. Yapılan seçim sonucunda Sedat Karakaş'ın Başkanlığında faaliyetlerine başlayan dernek, bünyesinde inşaat sektörünün önemli aktörlerini barındırıyor. Dernek yönetiminin önceliği birlik, beraberlik ve mesleki dayanışmayı tesis etmek; devamında sorunlarını çözmek ve sektörü daha iyi yerlere taşımak amacıyla önerilerini dile getireceklerinin altını çizdiler. İnşaat sektörü koşar adım büyürken anlamlı bir amaçla yola çıkan SİMÜDER'in bölgede önemli bir ihtiyaca cevap vereceğini umuyor, kuvvetle de buna inanıyorum. Silivri'mize hayırlı uğurlu olsun, her daim muvaffak olmanız dileğiyle…

YORUM YAP