“Başarının en önemli şartı; sevdiğiniz işi yapmak”

“Başarının en önemli şartı; sevdiğiniz işi yapmak”

22.01.2016 15:42:00

Silivri Kadın Girişimciler Derneği yazı dizimizin bu haftaki konuğu Sultan Aydın oldu… Silivri'de önemli ticaret noktalarında edindiği tecrübelerin zarif bir başarıya dönüştüğü Karaca-Biev mağazasındaki işletmeciliği üzerine konuştuk.

“MAXİ TECRÜBESİ ASLINDA BİZİM TEMELİMİZİ OLUŞTURDU”
Sevginar UYGUN: Bize biraz kendinizi tanıtır mısınız?
Sultan AYDIN: 1974 Erzurum doğumluyum. Ailem 3 yaşımdayken, Silivri'ye gelip yerleşmiş. Küçük yaşımdan bu yana öğrencilik ve iş hayatım hep Silivri'de devam etti ve gelişti. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde öğrenim gördüm. Bazı sebeplerden dolayı 3'ncü sınıfta ayrılmak durumunda kaldım. İlk iş deneyimim Klassis oldu. Bazı dostlarımızın vesilesiyle 40 metrekarelik küçük bir butikte tezgâhtar (satış elemanı) olarak işe başladım. Klassis'e bağlı değildi, özel sektördü; kiralamış bir dükkândı. Bayan giyim üzerine olan dükkânda yaklaşık 4 senem geçti. Şirketle Hamoğlu arasındaki sözleşme bitip devam etmeyince oradan ayrıldım.
Yine bazı iyi tesadüfler sonucu Unilever kanadına geçtim. Unilever Silivri'de Köylü Ticaretle beraber bir distribütör ortaklığı başlattı. Orada kardeşim çalışıyordu, onun vesile ile başladım. Bölge büyüdü ondan sonra Trakya Bölge Müdürlüğü geldi oraya. Bölge müdürünün genel asistanı olarak devam ettim. Sahada değildik o zaman şirket içerisinde daha çok takip kanalındaydık. Ekip çalışmamız orada 5 seneye yakın devam etti. Fakat onların da Köylü Ticaretle olan distribütörlüğü bitince bölge Çorlu ve Küçük Çekmece'ye dağıldı.
Evliydim, biri oğlan biri kız iki çocuğum var. O zamanlar tam da oğlumun yeni doğduğu zamanlardı ben de uzaklaşma riskine giremediğim için ayrıldım. O aşamada; Klassis'te bitmiş olan çalışma Maxi'de devam etti. Unilever'deki tecrübelerimin bana faydası Maxi'de tekstil satın almaya geçişim oldu. Tekstil satın almada yaklaşık 8,5 sene yoğun bir şekilde devam etti. Maxi tecrübesi aslında bizim temelimizi oluşturdu. Hem satış hem müşteri anlamında birçok şeyi tetikledi. Maxi benim için hayatımın bu yöne kaymasının alt zemini oldu. Orada da 6 sene kadar satış ofisinde bölge temsilcilerimizin asisteliğinde, ürünün gelişinden reyona çıkışına kadar olan her aşamasıyla ilgileniyorduk. Satış kanalında bulunmuyorduk. Sonra şirkette bazı prosedürler değişince belli dönemlerde satışa da destek vermeye başladık. O zaman sahaya inmeye başladık, sistemin diğer yüzünü de gördük. Maxi'nin tamamen kendi personeli olarak çalışıyorduk. İş zamanı dilimimin yarısı satış ekibiyle yarısı ofis içerisinde geçti. Ondan sonra Hamoğlu'yla yollarımızı ayırdık.
Birim müdürlerimden bir tanesi Maxi'nin içerisindeki dükkânlardan birini kiraladı. Hiç kafamda tasarlamadığım bir şekilde ondan gelen bir teklifle mağazacılığa geçiş yaptım. Ev, bahçe mobilya ve aksesuarları üzerine olan Everything Garden Life'da 4 seneye yakın bir zaman çalışma hayatım devam etti. Çok da güzel bir ortam oldu. Zaten benim şu andaki müşterimi de benimle tanıştıran neredeyse o firma oldu gibi. Çok severek yaptığım bir işti. Fakat şirketlerin birbiri arasındaki anlaşma şartlarına uygun olmayışından bağlı olduğum şirket yine Hamoğlu'yla olan bağlantısını koparınca ayrılma durumum söz konusu oldu.

Sevginar UYGUN: Biev-Karaca macerası nasıl başladı?
Sultan AYDIN: Şimdiki firma sahibimizle; Kemal Nakip ile tanışmamız kısmet oldu. Silivri'nin çıkışındaki İstikbal Bellona mağazası bizim firma sahibimizin yeri. Bir anda mobilya sektörüne geçmiş oldum. Uzunca bir süre İstikbal Bellona bayiliği yapıldı. Firma sahibimiz yaş itibariyle küçülmeyi ve orayı kiraya vermeyi tercih etti. Zamanla tabi ilişkiler patron ve çalışan pozisyonundan baba kız pozisyonuna geçince şehrin içindeki noktada farklı bir şeyler yapalım dedik. Hem Silivri'de şu ana kadar yapılmamış bir oluşum olsun, hem de insanların dikkatini çekecek şeyler olsun isteği üzerinde düşünürken bir anda bu proje çıktı. İlk etapta Biev'di. Türkiye içerisinde dekoratif anlamında kullanılan çok özel firmalar da var. Bu firmalar marka olarak çok bilinirliği olmayan ama aslında çok ciddi anlamda piyasa içerisinde yeri bulunan ve sadece özel noktalarda girmeyi tercih ettiği yerler var. Onlar için kişiler önemli değil; satışın ortamının yapılacağı mekan ve ortam büyük bir etken. Böyle bir grubu da bünyemize almak istiyorduk. Bunlarla ilgili bazı girişimlerimiz oldu. Dükkânın konum olarak yeri ve çevresi de buna çok uygun olduğu için hem Biev hem de yanında diğer markalarımızla beraber bir oluşum tasarladık.
2 sene o da aynı şekilde çok güzel geçti ama Biev'in zamanla aksesuar ve mutfaktan uzaklaşıp daha çok mobilyaya girmesinden dolayı bu arada biz Karaca'yla tanıştık. Karaca her noktada çok yaygın bir marka ama benim hep istediğim ortaya hep farklı bir şeyler çıkarmak. O bilinirliğin dışında bir ortam yaratmaktı.
Bu arada Karaca franchising bayi vermeye başladı ve böyle bir şeyin içerisine girdik. Şimdi bütünüyle ana bayi olarak devam ediyoruz. Bunun yanında yeni hazırladığımız küçük mağazada da korumaya çalıştığımız müşterilerimize özel alım yaptığımız ürünlerimizi de orada sunmaya devam ediyoruz.

Sevginar UYGUN: Ürünleri neye göre seçiyorsunuz?
Sultan AYDIN: Tabi. Karaca'da normal sıradan bayiliğin dışında ekstradan kendi franchising mağazaları için hazırladıkları özel ürünler var. Her Karaca satılan noktada bizdeki ürünleri görme şansı olmuyor. Bölgesel olarak da talepler değiştiği için bölgenizin ihtiyacı olan ürünleri tabi ki kişiler daha iyi teşhis edebiliyor. Ürün seçimlerine ben gidiyorum. Yeni yapılan, kampanyalı ürünleri ve burada kişilerin tercih edebileceğini düşündüğüm grupların alımlarını yapıyoruz. Sunumlarını yapıyor, görsellerini hazırlıyoruz. Karaca haricindeki diğer markalarımızda yine aynı şekilde seçimleri bire bir bize ait. Belli dönemlerde hazırladıkları sunumları oluyor. Showroomda yeni ürün hazırladıklarında gidiyoruz; beğendiğimiz ve beğenileceğini düşündüğümüz ürünleri seçerek burada teşhire hazırlayıp müşterilerimize sunuyoruz.

Sevginar UYGUN: Silivri'de sektörünüzle ilgili nasıl bir müşteri portföyü var?
Sultan AYDIN: Bu işe ilk girişim yapmaya çalıştığımda firma sahibimiz, “Silivri böyle bir şeyi yapısal olarak kaldırabilecek mi, emin misin?” diye sormuştu. Sonuçta ticaret anlamında bir iş yapılıyor, beklentiler mutlaka var. Bunun devam etmesi için şartlar hazır mı kaygısını duymuştu ama burada bana en çok güveni veren Maxi'deki tecrübelerim, orada karşılaştığımız insanlar, seçimlerimizdi.
Şanslı olduğum nokta, hayalimdeki işi yaptım. Hep yapmak istediğim farklı bir şeylerle insanların karşısına çıkmaktı. En güzel noktası severek, isteyerek, çok benimseyerek işimi yapabildim. Müşteri portföyü olarak da gerçekten zamanla başardığımızı düşünüyorum inşallah devamlılığı da olsun istiyoruz Silivri buna açık bir ilçe ve gerçekten de insanlar o değişimi fark ettiklerinde buna cevap veriyorlar. Bizim aslında her türlü müşterimiz oluştu. Çok uygun bir hediye almak isteyen de bütçesine göre bir şeyler yakalayabiliyor, gerçekten değerli bir şeyler almak ya da konumu itibariyle farklı bir şeyler seçmek istiyorsa da İstanbul'a gitmeden birçok farklı ürünü bir arada görebileceği bir ortam hazırladık. Tekstil, mutfak, dekoratif anlamda hepsini bir araya bütünleyip insanlara bir sunum yapmak istiyorduk; şu an o yolda daha iyi gittiğimizi düşünüyorum.

“BAŞARININ EN ÖNEMLİ ŞARTI SEVDİĞİNİZ İŞİ YAPMAKTIR”
Sevginar UYGUN: Başka bir meslek seçme şansınız olsaydı farklı bir yol tercih eder miydiniz?
Sultan AYDIN: Zaman zaman kendi içimde eleştiriler yapmaya çalışıyorum ama şu ana kadar çalıştığım hiçbir iş yerinde pişmanlık hissetmedim. Geldiğim noktaya baktığım zaman kesinlikle doğru olduğunu düşünüyorum. Severek bir şeyler yürüdü. Bir işte başarılı olmanın en önemli ve ilk şartı sevdiğin işi yapmak; böylelikle mutlaka başarıya ulaşabiliyorsun. Şartlar zorlansa da, yollarda zaman zaman tökezlesek de istediğin ya da hayal ettiğin bir şey varsa gerçekten beklentilerinde mutlaka başarıya ulaşıyorsun.

“SAHADAKİ BİR İŞTE EKİP ÇOK ÖNEMLİ”
Bizim bunun yanında ekibimiz çok güzel. O anlamda iyi olduğunu düşünüyorum. Sahadaki bir işte ekip çok önemli. Birebir insanlarla karşı karşıya kalıyoruz. Bizim ne düşündüğümüz ya da ne hissettiğimiz önemli değil, karşımızdakine bizim ne hissettireceğimiz önemli. Eksikliklerimiz istemeden de olsa yaptığımız hatalar olabiliyordur ama elimizden geldiğince bunu telafi edip o havayı buradaki müşterilerimize hissettirip geldiğinde keyifle, mutlulukla, sıkılmadan, üzerinde bir baskı hissetmeden; istediği zaman gelip dolaşabileceği istediği zaman da alışverişini rahatlıkla yapabileceği bir yer olmasına önem veriyoruz. Bir de şehir içi mağazacılığı olduğu için kişiler burada bizim için çok önemli. AVM'lere gittiğimiz gibi bir yaklaşımla bana göre şehir içi mağazacılığında başarıya ulaşılmaz. Dengeyi kurmak çok önemli. Kendi içimizde yaptığımız toplantılarda arkadaşlara hep şunları söylerim; asla insanları dış görünüşleriyle kıyaslamayın, giyimiyle, davranışıyla, konuşmasıyla insanları bir şekle sokmaya çalışmayın. İnanların o anda ne istediğini hissetmeniz çok önemli.

SİLİVRİ KAGİDER'LE TANIŞMA
Sevginar UYGUN: Silivri Kadın Girişimciler Derneği ile tanışmanız nasıl oldu?
Sultan AYDIN: Öznur Kırkıcı'nın vesilesiyle oldu, sağ olsun. Öznur'la hem çocukluktan hem mahalle hem de lise döneminden gelen bir arkadaşlığımız var. Öznur Hanım bir gün yine alışverişe geldiğinde yaptığımız kahveli sohbette çok güzel bir atmosfer olduğundan bahsetti, “Neden böyle bir şey düşünmedin?” diye bir yorumu oldu. Mağaza içerisinde ve dışarıya gidiş gelişlerde çevre fonksiyonunun bu tarz aktivitelerini göz ardı etmişim. Kendi eksik yönümü görmüş oldum. Akabinde karşılıklı birkaç görüşme yaptık. Dernek nelerle ilgileniyor, ben ne yapabilirim, gerçekten faydalı olabilir miyim noktasındaki soruların kendi içimizdeki istişarelerini yaptıktan sonra yapılanları da görünce evet olmalı diye düşündüm. Hem kendimi daha fazla geliştirmek hem elimizden geldiğince bir şeyleri daha iyi hale getirebilmek için, daha güzel atılımlar yapmak, kadınlar istediğinde neler yapabileceğini ya da sıfırdan başlamanın sonrasında neler olabileceğini görmeleri adına bu tarz girişimlerin içerisinde bulunduklarını görünce Aynur Hanımla tanışmamız vesile oldu. Böylelikle derneğe girişimiz kısmet oldu. Güzel bir aktivasyonla devam ediyor. Umuyorum ki kadınlar için çok daha güzel şeyler yapabilme, yapılabildiğini de gösterebilme hizmeti içerisinde daha iyi şartlarda karşılaşalım.

“ÜRÜN VE OLAYLARA BİRÇOK KİŞİNİN GÖZÜYLE BAKMAYA ÇALIŞIRIM”
Sevginar UYGUN: Kendinizi tarif etseniz nasıl tanımlarsanız?
Sultan AYDIN: Çok sabırlıyımdır benim belki de en büyük kazancım bu oldu. Ben merkezci düşünmem. Bir ürünü seçerken bile bunu birçok kişinin gözüyle görmek isterim. Empati olmazsa olmaz. İkili ilişkiler konusunda mümkün olduğunca dürüst ve samimi olmaktan yanayım. Sadece satma mantığı benim mağazamın çatısı altında geçerli değil. Yaptığımız ya da ortaya çıkardığımız şey insanların sürekli gözünün önünde olacak ve onların göreceği şeyler. Sırf ticaret amacıyla bu tarz hatalarda bulunmak bana göre bir işletmenin devamlılığını zayıflatmak demektir. Mağaza içerisindeki sıcak atmosferi korumaya çalışıyorum.

“YAPTIĞIM İŞTE BAŞARIMI ARTTIRMAK EN BÜYÜK HAYALİM”
Sevginar UYGUN: Hayalleriniz var mı?
Sultan AYDIN: Hayalsiz insanın yaşaması mümkün değil diye düşünüyorum. Benim hayallerim birçok noktada işimle bağdaşıyor. Bizim gibi aktif kadınlar için aile desteği çok önemli. Biz de o yönde şanslı insanlardanız. Benim hayallerimin içerisinde şu anda yaptığım işi çok daha büyüterek ve geliştirerek farklı bir pozisyona getirmek var çünkü zaten şu anda hayalimdeki işi severek yapıyorum. Bu konuda daha başarılı olmak en büyük hayallerimden bir tanesi.

“İNSAN MUTLU OLDUĞU YERDEN UZAKLAŞMAZ”
Sevginar UYGUN: Bunlar hayatımda mutlaka olmalı dediğiniz öncelikleriniz neler?
Sultan AYDIN: Tabi ki ilk sırada ailem var. Bu hiç düşünmeden cevap vereceğim bir nokta. İşim ve çalışma hayatım çünkü bu yaşam şeklim haline dönüşmüş vaziyette ve mutluluk duyarak yapıyorum. İnsan mutlu olduğu yerden uzaklaşmayı düşünmeyeceği için o mutluluğu devam ettirmek istiyorum.

Sevginar UYGUN: Sıkıntılı zamanlarda kendinize ne söylersiniz?
Sultan AYDIN: Çok bunaldığım zamanlarda kapıyı çeker ve çıkarım çünkü o an ortamdan uzaklaşmak gerekiyor. Sinirimin başkasına zarar vereceğini hissedeceğim kadar gerilme hattına girdiysem o an her şeyi bırakır sakin bir köşede kahvemi sigaramı içecek bir nokta bulurum kendime ondan sonra özeleştirimi yapıp sakinleşmiş bir vaziyette tekrar işimin başına dönerim.

“BENİM BAŞARI ANAHTARIM KENAN HAKİP OLDU”
Sevginar UYGUN: Eklemek istedikleriniz var mı?
Sultan AYDIN: Başarı için bir anahtar ve kilit noktası oluyor. Ben o anahtarı Kenan Nakip Bey vesilesiyle buldum, gördüm, yaşadım. O aslında beni kendimle yüzleştirdi; özgüvenimi ortaya çıkardı, neler yapabileceğimi gösterdi ve “Artık sen yap” dedi. Onun için gerçekten insanlar isterse hayatında sıfır bile olmuş olsa çok güzel noktalara gelebilir. Dürüstlük, samimiyetten hiç vazgeçmez ve eğer işini severek yaparsan hayat sana bütün şartlarını veriyor. Yeter ki yeri geldiğinde kendinizden fedakârlıklar vererek pes etmeden ona sarılın, bir şeyleri ortaya çıkarmanın mutluluğunu yaşadığınızda zaten hayattan vazgeçmiyorsunuz.

YORUM YAP